Zayıflığın beslenmeyle tedavisi temel olarak günlük kalori hesabına dayanır. Bu da kişiden kişiye az ya da çok değişiklik gösterir. Aşırıya kaçmadan uygulanacak yeni beslenme düzeni ruhsal tedavi, fizik tedavi ve ilaç tedavisiyle desteklenmelidir. Yalnızca yüksek kalorili beslenmeyle olumlu bir sonuç elde edilemez.
Vücut ağırlığının belirli bir düzeyin altında kalması demek olan “zayıflık” kötü beslenme koşulları ve vücutta var olan ya da gelişen bozukluklar bir yana bırakılırsa yapısal bir olgudur. “Zayıflama” ise vücut ağırlığının hastalık ve beslenmeyle ilgili bilinen ya da bilinmeyen nedenlere bağlı olarak azalmasıyla ortaya çıkar.
Zayıflık ve zayıflama arasındaki ayrım önemlidir: Yapısal zayıflık tıbbi yönden tedavisi gerekli olan bir durum değildir. Zayıflama ise ağır bir hastalığın belirtisi olabilir.
Çok çeşitli nedenlerden kaynaklansa bile zayıflık sonuçta tek bir etkene, vücutta depolanan yağ kütlesine bağlı fiziksel bir durumdur. Yağ kütlesinin belirgin bir biçimde olağan düzeyin altında olması zayıflık biçiminde kendini gösterir.
Yapısal zayıflık beslenmeyle ilgili bozuklukların ve vücuttaki dengesizliklerin sonucu olmadığından bu tip kişilerde yapılacak tıbbi incelemelerde olumsuz bir duruma rastlanmaz.
Öte yandan özellikle sindirim sistemi ve hipofiz ya da tiroit gibi iç salgıbezlerindeki kronik bir rahatsızlık söz konusuysa beslenme alışkanlığı değiştirilerek istenen sonuç elde edilemez. Bu nedenle zayıflıktan şikâyet eden kişilerin beslenme reçetelerine başvurmadan önce
hekim denetiminden geçmesi büyük önem taşır.