Yaşamın sürmesi için oksijen vazgeçilmez bir önem taşır. Oksijen kullanımı birçok hastalığın tedavisinde sonucu belirler ve birçoğunda da yardımcı işlev görür.
Kimyasal simgesi O2 olan oksijen soluduğumuz havada bulunan bir gazdır. Solunan hava yüzde 21 oranında oksijen, yüzde 79 oranında da azot ve eser gazlardan oluşur. Yeryüzünde oksijenin ortaya çıkışı yüzlerce milyon yıl önceye değin iner.
Bu süreç fotosentez yeteneğine sahip ilk bitki hücresinin ortaya çıkmasıyla başlamıştır. Halen dünya atmosferinde bulunan oksijen yoğunluğu, fotosentez sayesinde dengeye kavuşan uzun bir biyokimyasal sürecin sonucudur.
Atmosferdeki oksijen düzeyinin artması canlıların evrimini iki ayrı doğrultuda yönlendirmiştir. Böylelikle bazı organizmalar oksijene bağımlı enerji üreten sistemler geliştirirken (örn. insan) bazıları oksijenden başka enerji kaynaklarını kullanan sistemlere doğru yönelmiştir (örn. anaerob bakteriler).
Oksijen Neye Yarar
İnsanda hücrenin yaşamsal süreçleri için gerekli enerjinin üretiminde oksijen vazgeçilmez bir yer tutar.
Oksijen vücuda solunum yoluyla girer, akciğerlerde hava keseciği ile kılcal damarlar arasındaki zara ulaşır ve ardından kanla temasa girer.
Küçük bir bölümü dolaysız olarak kanda erirken, büyük bölümü alyuvarlarda bulunan hemoglobin adlı proteine bağlanarak taşınır. Dolaşım sistemi aracılığıyla bütün dokulara ulaşır; dokularda açığa çıkarak hücresel metabolik süreçlerde kullanıma hazır hale gelir.
İnsan vücudundaki oksijen miktarı, aralığı pek dar olan sabit değerler arasında değişir. Bu gereksinimi karşılayabilmek için, dolaşım ve solunum sistemleri karmaşık fizyolojik mekanizmalara göre çalışır. Bu mekanizmaların eşgüdümü, solunum ritmini ve akciğerlerdeki kan akım hızını yöneten sinirsel merkezlerce sağlanır. Dokulara ulaşan oksijen miktarını azaltan herhangi bir durum hipoksi (oksijen yetersizliği) adı verilen bir duruma yol açar. Süre uzadıkça hipoksinin yol açabileceği sonuçlar da ağırlaşır.
Hipoksi gerek normal solunum sürecini bozan çevresel etkenler, gerek kana oksijen taşınmasını engelleyen olaylar sonucunda ortaya çıkabilir. Vücuda ya da dokulara yetersiz oksijen ulaşması hangi nedenden kaynaklanırsa kaynaklansın, hastaya hava ya da doğrudan oksijen solutmak yararlıdır. Bu girişime oksijen tedavisi denir.
Oksijen tedavisi normobarik (normal basınçlı) ya da hiperbarik (yüksek basınçlı) olabilir. Normobarik tedavide hasta çevre basıncında, başka bir deyişle hava solur gibi oksijen solur. Buna karşılık hiperbarik oksijen tedavisinde, bu gaz yüksek basınçlı odada, yani normal atmosfer basıncının üzerindeki bir basınçta solunur.