Nöroleptikler pek çok yan etki ve toksik etkiye yol açar.
Bunlardan en sık görülenler şunlardır:
• Titremeler ve hareketlerde eşgüdüm kusuruyla ortaya çıkan ekstrapiramidal sendrom: Bu belirtiler ilaç yüksek dozda alındığında kolaylıkla ortaya çıkar, ilacın bırakılmasıyla geriler ve Parkinson hastalığına karşı kullanılan ilaçlarla giderilebilir.
• Otonom sinir sistemi bozuklukları; Kalp atım hızında artma, tansiyon düşmesi, ağızda kuruluk, idrar kesesinde idrar birikimi ve kabızlık gibi yan etkiler ortaya çıkar.
• Aşırı duyarlılık reaksiyonları: Deride kızartılar, döküntü, güneş ışınlarına karşı aşın duyarlılık, temas dermatiti (deri iltihabı) görülür. Bunlar özellikle, ilaçlara elle dokunan hastane personelinde ortaya çıkar.
• Ani ölüm: Daha önce beyinde oluşan bir hasar ya da çırpınma nöbetleri, kolaylaştırıcı etken olabilir. Bu olgularda yüksek dozdan kaçınmak gerekir. Bazen ölümden önce psikoz tablosunda ani bir alevlenme olduğu gözlenmiştir.
Bazı olgularda ölüm, kalp durmasına, bazılarında ise öksürük refleksinin baskılanması sonucu ortaya çıkan boğulmaya bağlıdır.
Otopside genellikle midenin içindekilerin solunum yollarına kaçmasına bağlı, ani başlayan ve çok ağır ilerleyen akciğer iltihabı ya da kalp bozuklukları belirlenir. Bazı olgularda ise kesin ölüm nedeni açıklanamamıştır.
• Kötü huylu nöroleptik sendrom: Çok ender görülür. Nöroleptik kullanımıyla ortaya çıkar. Hareket bozuklukları (ekstrapiramidal belirtiler) ya da otonom sinir sistemi bozuklukları (örneğin yüksek ateş, düşük tansiyon, solunum güçlüğü) görülür. Hızla (24-72 saat) ilerler ve olguların yaklaşık yüzde 20’sinde ölümle sonuçlanır. Olguların büyük bir bölümü ilacın kesilmesinden 5-10 gün sonra düzelir. İlaçla birlikte lityum kullanılması, belirtilerin ortaya çıkmasını kolaylaştırır.
Nöroleptiklerin yan etkileri
• Aşırı yatıştırma.
• Akatizi (oturma durumunda başlayan ya da artan, ayağa kalkmakla azalan nevralji).
• Ekstrapiramidal belirtiler (kaslarda katılaşma, titreme, hareketlerde yavaşlama, tükürük salgısında artış).
• Tardif diskinezi (tike benzeyen, ön planda dil, yüz ve boyun kaslarını ilgilendiren istemsiz hareketler).
• Boyun ile ağız kaslarının aşırı ölçüde kasılması ve gırtlak kasılması ile beliren krizler.
• Tansiyon düşmesi.
• Antikolinerjik etkiler (gözbebeğinde genişleme, deride ve boğazda kuruluk, kalp atım hızının artması, idrarın idrar kesesinde birikmesi, kabızlık).
• Kilo artışı.
• Amenore (âdet kanamalarının kesilmesi).
• Agranülositoz (akyuvarlarda azalma).
• Deriyle ilgili toksife alerjik reaksiyonlar.
• Nöroleptikler kalp hastalarına, ağır karaciğer hastalarına ve Parkinsonlu hastalara verilmemelidir. Saralı hastalarda kasılma riski yüksektir. İ
• Gebelikte dölüt üzerinde zararlı etkisi kanıtlanmamışsa da kullanmaktan kaçınılmalıdır.
Akut zehirlenme
Belirtiler. Ön planda beynin etkinliği baskılanır Ve komaya kadar gidebilen uyku hali görülür. Bu durum birkaç gün sürebilir. Aynı zamanda tansiyonda düşme ve ekstrapiramidal belirtiler ortaya çıkabilir. Öteki belirtiler arasında saldırganlık, huzursuzluk, çırpınma nöbetleri, ateş ve kalp ritim bozuklukları sayılabilir.
Tedavi. Öncelikle belirtileri düzeltmeye dayanır. Erken dönemde midenin yıkanması yararlıdır. Hastayı gözlem altında bulundurmak, hava yollarını açık tutmak gerekir, ekstrapiramidal belirtiler ağır olgularda yutma güçlüğüne ve solunum bozukluklarına yol açabilir. Baş ve boynun ani hareketi tükürük, besinler ve mide sıvısının solunum yollarına kaçmasına yol açarak boğulmaya ve bronş-akciğer iltihabına neden olabileceğinden hastanın kusmaması sağlanmalıdır.
Ekstrapiramidal belirtiler, Parkinson İlaçları ya da barbitüratlarla giderilebilir. Solunumu ya da dolaşımı uyaran ilaçlar kasılma nöbetlerini başlatabileceğinden bunlardan kaçınmak gerekir.
Tansiyon düşüklüğünde dolaşım şokunda uygulanan önlemlere başvurulur.
Nöroleptikler, tansiyonu yükselten adrenalinin etkisini tersine çevirerek tansiyonun daha da düşmesine yol açar.