Sıcak yaz aylarını geride bırakıp sonbahar mevsimini yaşadığımız bu aylarda günlerin kısalmaya başlamasıyla havalar serinliyor ve hastalıklar da kapımıza dayanıyor. Bu dönemdeki ısı değişiklikleri vücut dengesini de bozarak bir anda yatağa düşürebilir.
Son baharın başlangıcında vücudun dengelerini bozan ısı değişimlerinin yol açtığı en sık hastalık ise soğuk aldınlığıdır. Genel olarak üşütme ya da nezle adıyla ifade dilir. Soğuk algınlığının nedeni de bir çeşit mikrop olan virüslerdir. Virüs alan kişiler hapşırma ve öksürmeyle mikrobu havaya karıştırarak yayarlar ve sonucunda sağlıklı kişilerin havayı soluması ya da gözlerden alınan mikrop ile hastalık gelişir.
Oysa ki kış aylarında karşılaşılan soğuk algınlığı genelde daha hafif atlatılır hatta kendiliğinden geçer. Buna rağmen tüm dünyada en sık karşılaşılan ve iş gücü kaybına sebep olan hastalıklar kategorisindedir. Çocuklarda ve vücut direnci düşük kişilerde sinüzit, bronşit, orta kulak iltihabı ve zatürreeye sebep olabilir.
Çocukların soğuk algınlığına yakalanma riski daha fazla olduğundan çocuklarda daha sık görülür. Bebekler yılda dört beş kez hastalanırken, büyüdükçe bağışıklık sistemleri geliştiğinden hastalanma sıklıkları azalır. Buna rağmen erkek çocuklar kız çocuklara nazaran daha hassastırlar.
Yaşama alanları dar olanlarda ya da kalabalık ailelerde bulaşma daha kolay olduğundan nezle riski artmaktadır. Üstelik sigara kullanımı olan kişilerde solunum yolu hastalıklarına ve soğuk algınlığına yakalanma oranı daha fazladır. Vitamin eksiklikleri özellikle A vitamini eksikliği olanlar daha fazla risk altındadır.
Soğuk algınlığından korunmada ilk şart bol temiz hava ve hijyen çok önemlidir. Eller sık sık bol suyla yıkanmalı ve burun, göz gibi organların elle temasından kaçınılmalıdır. Hasta kişilerin eşyalarına dokunulmamalı ve bulunduğu ortamlar sürekli havalandırılmalıdır. Bu kolay bulaşan hastalığın kesin bir tedavisi yoktur. Hatta bilinen yaygın bir söz de; tedavi edilirse yedi günde, edilmezse bir haftada geçtiğidir.
En önemli tedavisi kesin olarak istirahattir. Burada amaç soğuk algınlığının belirtilerinin hafifletilerek giderilmesi ve hastanın rahatlatılmasıdır. İlaç kullanımında da dikkatli olmalıdır, antibiyotikler ise gereksizdir, üstelik kesin olarak zarar verdiği de biliniyor. Burunda oluşacak tıkanıklıklar için en iyi uygulama, yan etkisi olmayan serum fizyolojik kullanımıdır. Bu tuzlu suyun buruna damlatılması ve hasta odasındaki havanın nemli olmasının sağlanmasıdır. Çok gerekli durumlarda burun damlaları kullanılabilir ancak üç ya da beş gün süreden daha fazla kullanılmamalıdır.