• Uyarılar ve önlemler - Lityum böbrek ya da kalp-damar hastalığında, genel durumu bozuk olanlarda, su kaybı olanlarda, idrar söktürücü tedavi gören hastalarda kullanılmamalıdır. Bu hastalarda lityumun zehirli etki gösterme riski çok yüksektir.
Hastaların psikiyatrik durumu, yaşamlarını tehdit edecek kadar ağırsa ve öteki önlemler etkisiz kalmışsa, özel bir dikkatle tedaviye başlayarak kan düzeyini her gün ölçmek ve genellikle hastalarda düşük olan lityum düzeyini ayarlamak gerekir. Bu hastalar, hastanede kontrol altında tutulmalıdır.
Lityum tedavisi bazı olgularda böbrekte bozukluklara yol açabilir. Ayakta tedavi gören hastalarda ishal, kusma, titremeler, aşırı uyku ya da halsizlik ortaya çıkarsa, ilacı kesmeli ve hekime haber vermelidir.
Lityum karbonat, fiziksel ve zihinsel İşlevlerde azalmaya yol açar. Hastalar araba kullanırken ve hız gerektiren öteki işlerde dikkatli olmalıdır.
Lityumun hayvanlarda düşüğe ve ölü doğuma yol açtığı saptanmıştır. Memeli olmayan türlerde dölütte oluşum bozukluklarına, farelerde ise yarık damağa neden olduğu bildirilmiştir. Eteneden geçen lityum anne sütünde de saptanmıştır. Gebelikte lityum alan annelerin çocuklarında kalp-damar yapı bozukluklarına daha sık rastlanır. Bu nedenle, özellikle ilk 3 ayda olmak üzere gebelikte kullanılmamalıdır. Bu arada yarar-zarar dengesi iyi değerlendirilmelidir.
On iki yaşından küçük çocuklar üzerinde tümüyle zararsız olduğu kanıtla-namamıştır. Lityuma tahammül özellikle akut mani evresinde fazladır; krizin gerilemesiyle ilacın tedavi dozlarına tahammül de azalır.
• Yan etkiler - Yan etkiler ender görülür; 1,5-2 mEq/It’den düşük düzeylerde hafif ya da orta derecede toksik reaksiyonlar, 2-2,5 mEq/lt arasında ağır toksik reaksiyonlar görülür. İlaca yanıtta kişiden kişiye önemli değişiklikler vardır.
Ellerde titreme, aşırı idrar yapma, ateş basması gibi belirtiler akut mani evresinin başlangıcında ortaya çıkabilir ve tedavi boyunca sürebilir. Tedavinin ilk günlerinde bulantı, hafif ve geçici fenalık duygusu görülebilir. İlaç sürdürülürse ya da dozu azaltılırsa bu yan etkiler kaybolur; yan etkiler sürecek olursa, ilacın kesilmesi gerekir.
İshal, kusma, sersemlik, aşırı halsizlik, lityum zehirlenmesinin erken belirtileridir; kan-lityum düzeyi 2 mEq/lttnin altındayken bile bu belirtilere rastlanabilir. Kan-lityum düzeyi daha yükselince baş dönmesi, kulakta uğuldama, görmede bulanıklık ve azalma ile idrar miktarında artma ortaya çıkar.
Akut Lityum zehirlenmesi
Lityumun toksik dozu, tedavi edici doza yakındır. Bu nedenle hastayı ve aileyi zehirlenmenin erken belirtileri konusunda uyarmak çok önemlidir. Zehirlenme belirtileri ortaya çıkar çıkmaz ilaç kesilmeli ve hekime haber verilmelidir. Lityum zehirlenmesinde özgül bir panzehir yoktur.
Belirtiler: Erken belirtiler genellikle ilaç dozunun azaltılması ya da ilacın kesilmesiyle kontrol altına alınır ve ilaç tedavisine 24-48 saat sonra daha düşük bir dozla yeniden başlanabilir.
Tedavi: Ağır zehirlenme durumlarında tedavinin başlıca amacı lityumu vücuttan uzaklaştırmaktır. Barbitürat zehirlenmesinde uygulanan yöntemler uygulanır. Mide yıkanması, su ve elektrolit dengesizliğinin düzeltilmesi, böbrek işlevlerinin düzenlenmesi amaçlanır. Üre, mannitol ya da aminofilin, lityumun vücuttan atılmasını önemli ölçüde artırır.
Ayrıca enfeksiyonların önlenmesi, solunumun kontrolü ve düzenli aralıklarla göğüs filminin çekilmesi önemlidir. Ağır zehirlenme durumlarında hemodiyaliz (kan diyalizi) çok yararlıdır.