Komplikasyonlar ve Yineleme
Hastaların yaklaşık üçte birinde bir ya da daha fazla karın ağrısı nöbetleri görülür. Ama bunlar spazm çözücü tedaviyle kolayca giderilir. Az sayıda olguda safra yollarında tam tıkanma ve buna bağlı olarak taş parçacıklarının yol açtığı safra koliği görülebilir. Bazı olgularda sesüstü dalgaların sağ böbreği etkilemesine bağlı olarak idrarda kan gözlenir. Safrakesesi enfeksiyonu antibiyotik verilerek önlenebilir. Safrakesesi taşları olgularının yaklaşık yüzde 10’unda taş yeniden oluşur.
Sonuç
Litotriksinin kullanıma girmesi böbrek taşı tedavisini kökten değiştirmiştir. Dokularda ciddi bir yıkım yaratmaması, bu yöntemin safra taşlarının tedavisinde de kullanılmasını getirmiştir. Günümüzde, safra taşlarının tedavisinde litotriksinin böbrek taşlarının tedavisinde olduğu ölçüde yarar sağladığını kabul edecek kadar veri yoktur. Ama bu alandaki ilk sonuçlar umut vericidir.
Her iki uygulama arasında belirgin farklılıklar vardır. Öncelikle böbrek taşı litotriksisi, olguların yaklaşık yüzde 90’ında parçacıkların idrar yolları aracılığıyla kendiliğinden atılmasını sağlar. Olguların yalnızca yüzde 10’unda litotriksinin ardından ilaç tedavisi gerekir.
Safra taşları parçacıklarının kendiliğinden atılması ise göreli olarak daha sorunludur. Çünkü çok dar olan safra yollarından çapı 2-3 mm’yi aşan parçacıklar geçemez. Öte yandan bu parçacıkların safra yollarında saplanması, ağrıya ya da karaciğer koliğine yol açabilir. İkinci olarak safrakesesi taşlarının fiziksel ve kimyasal özellikleri idrar yolu taşlarına oranla ultrasonla parçalanmaya daha az uygundur.
Daha önce belirtilen seçim ölçütleri temelinde, litotriksi safrakesesi taşlarının yüzde 30’unda, safra yollarındaki taşların ise yüzde 20’ye yakın bölümünde uygulanabilir.