Yeni Açılımlar
Kemik iliği naklinin öbür tedavi yöntemleriyle karşılaştırıldığında çok daha başarılı sonuçlar verdiği açıktır. Uygulama alanlarının genişletilmesiyle yakın gelecekte daha fazla sayıda kişinin bu tedaviden yararlanacağı sanılmaktadır.
Yukarıda belirtildiği gibi, bütün kan hücrelerinin yapımında azalmaya bağlı kansızlık olgularında kemik iliği nakli büyük bir başarıyla uygulanmaktadır.
Özellikle 30 yaşın altında kalan ve daha önce kan nakli uygulanmamış hastalarda (kan nakli, ileride yapılacak kemik iliği naklinde doku reddi olasılığını yükseltici bir etki gösterir) yüksek oranda normal kan yapımının sağlanabildiği görülmektedir. Olguların yaklaşık yüzde 50’si de bu grupta yer almaktadır.
Kemik iliği nakli ayrıca kan hücrelerinde metabolizma bozukluğuna bağlı kan hastalıkları ve Akdeniz Kansızlığı gibi bazı doğuştan gelen hastalıklar için önerilmiş ve uygulanmıştır.
Kemik iliği naklinin Hodgkin hastalığı, erbezi kanseri ve küçük hücreli akciğer kanseri gibi kütleli tümörlere uygulanmasıyla iyi sonuçların elde edilmesi beklenmektedir.
Eldeki veriler bu yeni uygulama alanlarındaki başarı durumunu sağlıklı biçimde değerlendirmek için yetersiz kalmaktadır. Ama laboratuvar koşullarında uygulanan monoklonal antikor tedavisi gibi yeni yöntemlerle yüksek oranda iyileşme sağlanacağı düşünülebilir.
Bunların yanı sıra vericileri gruplandırmanın geliştirilmesi konusundaki gereksinimlere yönelik olarak, uygun verici bankaları oluşturulması planlanmaktadır. Uzmanların bu süreç ve tekniklere olan güveni, uygulamada gösterilecek titizlikle birleşince tedavideki başarı oranlan artacaktır.
Akraba vericilerden yapılan kemik iliği nakilleri lösemi, bütün kan hücrelerinin yapımında azalmaya bağlı kansızlık, bazı kütleli tümörler ve doğuştan gelen bozukluklarda uygulanmaktadır.
Otolog nakil meme kanseri ya da melanom gibi kütleli tümörü olan hastalarda yüksek doz ilaç tedavisiyle ya da bazı durumlarda tümör hücrelerine yönelik özel antikorlarla birlikte giderek artan sıklıkta kullanılmaktadır.
Uygulama
Kemik iliği nakli sırasında uyulması gereken ve ayrıntılı biçimde belirlenmiş kurallar vardır. Alıcı önce bağışıklık sistemini baskılayıcı tedaviye alınır. Bunun ardından bütün vücudu ışınlanır.
Amaç bir yandan artık tümör hücrelerinin sayısını daha da azaltmak, öte yandan da aynı kişiden yapılan nakillerde vericinin kemik iliğinin reddedilmesini engellemektir.
Kemik iliği genellikle vericinin kalçasından, genel anestezi altında alınır ve alıcıya toplardamar yoluyla şırınga edilir. Bu tür nakilde yaklaşık 1 İt kemik iliği alınması uygundur.
Otolog nakillerde ise alınan kan yapıcı hücreler sıvı azot içinde dondurulmuş ortamda bazen uzun süre korunur. Bu sırada artık tümör hücrelerinin yok edilmesi amacıyla özel tedaviler uygulanır.
Nakledilen kemik iliğinde tümör hücrelerinin bulunmaması tümörün yayılmaması için ön koşuldur. Otolog nakil durumunda daha az miktarda (200 -300 cc) kemik iliği alınması yeterli görülmektedir.