Kaplıcaların tedavi edici özellikleri oldukça tartışma konusudur. Ama hastalıkları bütünüyle iyileştirmeseler bile birçok kronik hastalığın belirtilerinde belirgin düzelmeler sağladıkları söylenebilir.
Kaplıca tedavisi konusunda birbiriyle çelişen çeşitli görüşler ileri sürülmektedir. Bazı uzmanlar bu tedaviyi onaylarken bazıları da karşı çıkmaktadırlar. Görüşleri birbirine tam anlamıyla ters düşenler de vardır.
Bunlardan bir bölümü kaplıca tedavisine bütünüyle güvenmekte, öbürleri ise ilkesel olarak kaplıcayı bir tedavi seçeneği saymamaktadır. Ama daha geniş bir kesime göre kaplıcalar her derde deva olmasa bile yalnızca boş zamanların değerlendirildiği bir “tatil yeri” de değildir.
Üstelik kaplıcalar birçok durumda hastaların başvuracağı son tedavi umudu olabilir. Kesin biçimde iyileştirilemeyen kronik hastalıklardan şikâyetçi birçok insan buralarda kendilerini daha sağlıklı hisseder ya da en azmdan sorunlarını etkin biçimde çözmeye çalışarak sıkıntılarından uzaklaşırlar.
Hastaların geçici de olsa günlük yaşamlarındaki sıkıntı ve sorunlarını unutmalarını sağlayan 2-3 haftalık tedaviden daha sonraki yaşamın yeniden düzenlenmesi için de yararlanılabilir. Benzer sorunları olan kişilerle her gün bir arada bulunma sayesinde kaplıcalar hastaya hastalığını daha iyi tanımasını sağlayan ve onunla yaşama yollarını öğreten ideal bir ortamdır. Sonuçta yalnızca kaynarcanın değil, kaplıcadaki bütün bu etkilerin birleşmesiyle hastaların şikâyetlerinde genel bir iyileşme görülür.