Kronik miyeloid lösemi ya da kronik miyelositik lösemi olarak da adlandırılan kronik granülositik lösemi (KGL), granülosit olarak adlandırılan beyaz kan hücrelerinin kemik iliğinde kontrol edilemez bir biçimde artmasıdır. Lösemik hücreler, akut granülositik lösemide olduklarından daha çok olgunlaşmışlardır.
Sonuç olarak, kan dolaşımınızdaki granülosit seviyesi çarpıcı bir biçimde artar. KGL, özellikle 50 yaş üzerindekiler olmak üzere, her yıl yaklaşık olarak 5,000 kişiyi etkiler. Nükleer. & radyasyondan sağ çıkan (kurtulan) E kişiler gibi radyasyona maruz kalmış olan kişiler arasında risk biraz daha fazladır.
KGL’ li çoğu kişide, Philadelphia kromozomu olarak bilinen edinilmiş bir kromozom anormalliği (bozukluğu) mevcuttur. Bu bozukluk, iki farklı kromo¬zomun bir kısmının değiş-tokuşu sebebiyle ortaya çıkar. Bu değiş-tokuş, beyaz kan hücrelerinin kontrol edilemez bir şekilde üremesine neden olur.
SEMPTOMLAR
KGL’ nin iki fazı vardır. Daha hafif olan fazda, semptomlarınız olmayabilir. Bazı kişiler gribe benzer semptomlar yaşarlar; kendilerini genellikle yorgun hissederler (özellikle fiziksel bir çaba gösterdikten sonra) ve nefes darlığı yaşarlar. Aynı zamanda, karnınızın sol üst kısmında büyümüş dalaktan kaynaklanan bir ağrı ya da bir baskı hissi de yaşayabilirsiniz. Geceleri terleme, kilo kaybı ve anemi diğer yaygın semptomlardır.
KGL’ li çoğu kişi, 3 ila 5 yıl sonra (“blast transformasyonu” olarak adlandırılan) semptomları akut granülosistik lösemininkine paralel olan (kan, olgunlaşmamış beyaz kan hücreleri olan blast hücrelerle dolduğundan “blast transformasyonu” olarak adlandırılan) daha şiddetli bir faza girerler.
TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Doktorunuz KGL’ yi kan testleri ve bazen bir kemik iliği biyopsisi yaparak teşhis edebilir. Kan ve kemik iliğinde artmış sayıda granülosit ve Philadelphia kromozumunun bulunması teşhisi doğrular.
Tablet ya da enjeksiyonlar halinde verilen kemoterapi, ayakta tedavi bazında uygulanır. Kemoterapi, semptomları ortadan kaldım ve kemik iliğinin yeniden normal miktarlarda sağlıklı hücreler üretmeye başlamasına olanak sağlar. Doktorunuz, ilacın kan sayımınız üzerinde arzulanan etkiyi yarattığından emin olmak için kanınızı gözlemleyecek ve ilacınızı ayarlayacaktır.
Genel olarak, KGL’ li bir kişi teşhis konulduktan sonra ortalama 3 ila 4 yıl yaşar. Bir blast transformasyonu oluşursa, prognoz iyi olmaz.
Kan sayımınızı düzenli olarak ve sık kontrol ettirmeniz önemlidir. Yüksek dozda kemoterapi ya da radyasyon; ideal olarak bir erkek ya da kız kardeşten fakat bazen doku türü sizinkiyle eşleşen ama akrabalık bağınızın olmadığı bir donörden yapılacak olan bir kan iliği nakline hazırlık aşamasında tüm kan hücrelerinizi yok etmek için kullanılabilir.
Bu, KGL’li hastaların en azından yarısında bir iyileşme yaratabilir ve iyileşme olasılığı sunan tek tedavi türüdür. Nakil, teşhisten sonra mümkün olduğunca kısa bir zaman içinde gerçekleştirilmelidir. Bir blast transformasyonu esnasında nakil yapmaya teşebbüs edilirse, nakil başarılı olmaz.