Kronik lenfositik lösemide (KLL); kan, lenf bezleri, dalak ve kemik iliğinde aşırı sayıda lenfosit olarak adlandırılan beyaz kan hücresi mevcuttur. Hastalık ilerledikçe, kanseröz lenfositler diğer dokulara yayılır ve normal enfeksiyonla savaşan hücrelerin yerini alarak lenf bezlerinin, karaciğerin ve dalağın şişmesine neden olur; enfeksiyonla savaşma kabiliyetini azaltır.
Çok sayıdaki kanseröz beyaz kan hücresi, kemik iliğinin normal miktarda kırmızı kan hücresi ve platelet (trombosit) üretmesini engeller ve bu da anemi ile kanamaya neden olur.KLL, Amerika Birleşik Devletlerindeki en yaygın lösemidir. Çoğunlukla 50 yaş üzerindeki kişileri etkiler.
SEMPTOMLAR
KLL’li kişilerin tahmini olarak %60 ila %80’inde semptomlar görülmez ve hastalıkları başka bir neden için yapılan bir kan testi sırasında keşfedilir. Bu gruptaki birçok kişi, tedaviye gerek duymaz ve bu kişilerin hastalıkları 10 ila 15 yıl kötüleşmeyebilir.
Diğer kişilerde; baş dönmesi, halsizlik ve genel kırıklığı içeren hafif (hemen göze çarpmayan), gribe benzer semptomlar gelişe bilir. Bazı kişilerde ateş, şiş bezle, enfeksiyonlar ve/veya aşırı terleme görülür. Dalak büyüdükçe, karnın sol üst kısmında bir tıkanıklık hissi yaşanabilir ve iştahınız azabilir; kilo kaybı da yaşanabilir. Aynı zamanda, kandaki plateletlerin (trombositlerin) sayısının azalmasına bağlı olarak morarma ve aşırı kanama da olabilir.
KLL’li bir kişi, teşhis konulduktan sonra ortalama 6 yıl yaşar fakat bu kişilerin %25’i 10 yıldan fazla yaşar ve başka bir hastalıktan ölür.
Diğer taraftan, bu hastalığın ileri aşamasına ulaşan kişiler, ortalama olarak, 2 yıldan daha az yaşarlar. Hastalık ilk teşhis edildiğinde erken bir aşamasındaysa, prognoz daha iyidir.
TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Tedavi, hastalığın agresifliğine bağlıdır ve tedaviye sadece lösemi ilerlediğinde gerek duyulur. Hastalığınız stabil (kararlı) ise, doktorunuz sadece periyodik kan testleri önerebilir. Anemili kişilerde, platelet (trombosit) sayımı düşük olan kişilerde ya da diğer semptomların görüldüğü kişilerde, tedavi genellikle hap şeklinde ve bazen de kortikosteroid ilaçlar verilen kemoterapi ile başlar. Bu tedavinin çok az sayıda yan etkisi vardır ve hastanede yatmanıza gerek yoktur.
Bu tedavi süreci genellikle semptomları azaltmada ya da ortadan kaldırmada etkilidir ve birçok kişi bir süreliğine kayda değer bir iyileşme (gelişme) yaşar. Semptomlar tekrarlarsa (nüksederse), diğer anti kanser ilaçları ile tedavi önerilebilir. Bazı genç kişiler için bir kemik iliği nakli de bir olasılıktır fakat bunun kullanımı hâlâ çok deneyseldir.
Kronik Lenfositik Lösemi Tedavisinde Kullanılan Fludarabinin Riskleri ve Yararları
Kronik lenfositik lösemi (KLL), şiddetli halsizlik, güçsüzlük (zayıflık), şiş bezler ya da anemiye neden olmadığı sürece genellikle tedavi gerektirmez. İleri KLL için yeni bir tedavi olan fludarabin, klorambusil gibi KLL’yi tedavi etmek için kullanılan daha eski tedavilerden hem daha güçlü (etkili) hem de daha az toksiktir. Fludarabin, eski tedavilerle kıyaslandığında hayatta kalma şansını arttırıp arttırmadiği henüz bilinmemekle birlikte, KLL semptomlarında eski tedavilerin neden olduğundan daha iyi bir gelişmeye neden olmuştur.