Sosyal medyada bizi takip edin

Aminoglikozitler


			Aminoglikozitler


Amino glikozitler penisiline dirençli mikroplara karşı da etkili olan antibiyotiklerdir. Ama öbür antibiyotiklere göre toksik etkilerinin daha sık oluşu kullanımlarını sınırlar. Bu bakımdan doza ve tedavi süresine özellikle dikkat etmek gerekir.

Çeşitli mikropların neden olduğu en­feksiyonların tedavisinde penisilin ve sefalosporinlerin yetersiz kalması uz­manları yeni antibiyotikleri araştırmaya yöneltmiştir. Rastlantı sonucunda bulu­nan penisilinden farklı olarak, strepto­misinin bulunması amaca yönelik bir biçimde yürütülen araştırmaların sonu­cudur.
Öbür antibiyotiklerde olduğu gibi streptomisin kullanımının da dirençli mikropların ortaya çıkmasına yol açtığı belirlenince, streptomisinden yan sente­tik yolla aminoglikozit denen yeni anti­biyotikler geliştirilmiştir. Bunların anti-bakteriyel etki ve olası yan etkiler açı­sından bazı özellikleri vardır.

NASIL KULLANILIRLAR?

Aminoglikozit antibiyotikler bağırsakta çok az emilir ya da hiç emilmez. Bu ne­denle yalnız sindirim kanalıyla sınırlı bir etki istendiğinde ağız yoluyla veri­lirler.
Bu kullanım genellikle birbirinden farklı özellikleri ve etki alanları olan neomisine ve paromisine özgüdür.
Söz konusu ilaçlar ağır karaciğer yetmezliğine bağlı beyin hasan (ensefa-lopati) olasılığında bağırsakta amonyak üreten bakterileri azaltmak ve kalınba­ğırsakla ilgili cerrahi girişimlere hazır­lıkta normal olarak bağırsakta bulunan mikroplan azaltmak amacıyla kullanı­lır.

Paromisin bağırsağın amiplere bağlı gelişen hastalığının tedavisinde ağız yo­luyla kullanılır ve hemen her zaman amiplere karşı etkili başka ilaçlarla birlikte verilir. Enfeksiyonun karaciğer ve akciğer gibi bağırsaktan farklı yerlerde bulunduğu durumlarda, ilaç bağırsaktan emilmediği için etkili değildir.
Bu iki tür dışındaki aminoglikozit antibiyotikler enjeksiyon yoluyla ya da yerel (deri, konjunktiva [göz dış zan], kulak vb) uygulamayla kullanılırlar.

NE ZAMAN. KULLANILIRLAR?

• Streptomisin: Streptomisinin en önemli kullanım alanı tüberküloz teda­visidir. Ama streptomisine dirençli tü­berküloz basillerinin ortaya çıkmasının önlenmesi açısından başka tüberküloz ilaçlanyla birlikte verilir.

Streptomisin tüberkülozun yanı sıra veba ve tulareminin (Francisella tula-rensis türü bakterinin yol açtığı enfeksi­yon hastalığı) tedavisinde de en etkili antibiyotiktir. Aynca penisilinle bileşi­mi iyi sonuç verir; iki ilaç özellikle bak-teriyel endokarditin (bakteri kökenli kalp iç zarı iltihabı) tedavisinde birlikte kullanılır.

Streptomisin aynca tetrasiklinle bir­likte kullanıldığında bruselloz tedavi­sinde etkilidir. Bağırsak enfeksiyonla­rında ve bakteriyel kökenli ishallerde de ağız yoluyla alınarak kullanılır.
• Neomisio: Neomisin genellikle baş­ka antiseptiklerle birlikte yüzeysel en­feksiyonların tedavisinde toz ya da po­mat biçiminde kullanılan değerli bir maddedir.
Ağız yoluyla kullanımı iki farklı amaca yöneliktir. Cerrahi girişimler­den önce ve ağır karaciğer yetmezlikle­rinde bağırsaktaki bakterileri temizle­mede kullanılır.
• Öbür aminoglikozitler (gentamisin, kanamisin ve türevleri). Yalnız enjeksi­yon ya da bölgesel uygulama (pomat, tozlar vb) yoluyla kullanılan güçlü etki­ye sahip antibiyotiklerdir. Değişik tiple­ri olmakla birlikte, etkileri ve farmako­lojik özellikleri açısından temelde ben­zerlik gösterirler. Kullanım alanları şun­lardır:
– Hastanede edinilmiş dirençli solunum yolu enfeksiyonları (zatürree, akciğer zarı iltihabı, akciğer apsesi).
– Sindirim sistemi (özellikle karın zarı iltihabı) ve safra yollan enfeksiyonları.
– Dirençli mikropların yol açtığı idrar yolu enfeksiyonları (sistit [idrar kesesi iltihabı], piyelonefrit [böbreklerde en­feksiyon] taşa bağlı enfeksiyon).
– Deri (lokal uygulamalarda toz ya da pomat biçiminde) ve kemik enfeksiyon­larında; özellikle derin ve yaygın yanık­larda.

Aynca enfeksiyonun ağırlığı nede­niyle, hastalık etkeni mikrobu kesinleş­tirecek incelemelerin sonucundan önce, hızlı etki gösteren bir bakteri öldürücü tedavinin gerekli olduğu hastalarda Öbür antibiyotiklerle birlikte kullanılır­lar.

YAN ETKİLERİ

Aminoglikozitler önemli ölçüde toksisi-tesi olan ilaçlardır. Ama istenmeyen et­kilerin, çoğu zaman aşın dozlarda kul­lanım ya da uzun tedavi sonucunda or­taya çıktığını vurgulamak gerekir.
Bu bağlamda üç ikincil toksik etki kategorisi ayırt edilebilir:

• Alerjik aşırı duyarlılık.
• Organik savunmalardaki değişimler.
• Doza bağlı toksik etkiler.

Aminoglikozitlere aşırı duyarlılık olayı şiddet açısından çok farklı olabilir. Ateş, kaşıntı, ciltte leke biçimli dö­küntüler (egzantemler) gibi belirtilerle ortaya çıkar. Bazen kanda akyuvar ya da alyuvar yapımında değişim gözlenir. Genellikle alerjik reaksiyon sıklığı dü­şüktür. Bağışıklık mekanizmasında de­ğişikliklerle ilgili olarak, aminoglikozit­lere dayalı tedaviyi izleyen mantar enfeksiyonlan görülmüştür. Ama bu komplikasyonlann sıklığı geniş spektrumlu antibiyotiklerde ortaya çıkana yalandır.

Doza bağlı toksik tepkiler daha ti­pik, sık ve önemlidir. Bunlar sinirsel uyanların iletimi, böbrekler ve işitme siniri (VIII. kafa çifti siniri) ile ilgilidir.
Sinir ile kas arasındaki iletiyi engel­lemede kurara (bir tür zehir) benzer bir etki gösterir ve solunum felcine yol açabilir. Bu durum dokularda çok yük­sek antibiyotik yoğunluğuna ulaşıldı­ğında gerçekleşir. Ama işleyişi tam ola­rak bilinmemektedir. En ağır reaksi­yonlar neomisin kullanımında görülür; bu nedenle enjeksiyon yoluyla kulla­nım yasaklanmıştır. Aminoglikozitlere bağlı solunum durması, miyastenisi olan ya da aynı zamanda anestezik ya da kas gevşetici ilaçlarla tedavi gören kişilerde daha sıktır. Bu ağır toksik et­kinin tedavisinde uygun bir solunum yardımının yanı sıra kurarın tersi etki gösteren ilaçlarla birlikte damar yoluy­la kalsiyum tuzlan verilmesi önerilir. Aminoglikozitlerirv, böbrek ve işitme-denge sistemine yönelik toksisitesi bir ölçüde böbrek dokusunda ve içkulak sı­vısında yoğunlaşma eğilimiyle açıklanır. Toksisite tepkileri çok yüksek yo­ğunluklar aşılmadıkça ya da tedavi çok uzun sürmedikçe çok seyrek görülür. Böbrek hasarının ilk belirtileri idrarda protein atıhmının artması, alyuvar ve silindirlerin bulunması, bazı kan incele­melerinde kreatinin, azot ve üre artışı­nın belirlenmesidir. Daha ağır ve kalıcı hasarlar yerleşmeden tedavi kesilirse, böbrek işlevleri iki ay içinde normale döner.

Aminogükozitlerin kullanıldığı id­rar yolu enfeksiyonlannda hastada ön­ceden böbrek hasarı olabilir. Bu durum­da böbreğin işlevsellik düzeyini değer­lendirmede ve dozun aşırıya varmama­sına yönelik kontrolde azami dikkat ge­reklidir.

Aminoglikozitlerin yol açtığı böb­rek lezyonu, işitme-denge sistemiyle il­gili değişikliklerin ortaya çıkmasını ko­laylaştırabilir. Gerçekten de böbrek ha­sarı antibiyotiğin idrar aracılığıyla atılı­mının yetersizleşmesine yol açar. Bu­nun sonucunda kanda ve dokularda an­tibiyotik yoğunluğu artar. Aminoglikozitlerin işitme-denge sisteminde yarattı­ğı hasarda, aşırı antibiyotik dozunun ve böbrek işlevlerindeki değişikliklerin ya­nı sıra hastanın genç olması, önceden işitme ya da denge bozukluklarının bu­lunması, işitme – denge sistemi üzerin­de toksik etkisi olan idrar söktürücüler gibi bazı ilaçların aynı zamanda kulla­nılması da rol oynar.

işitme bozukluğu başlangıçta akufeninin (kulak çınlaması, uğultu) ortaya çıkmasıyla ve bunun sonucunda ağırlık­lı olarak tiz frekanslarla ilgili işitmenin zayıflamasıyla kendini gösterir. Ortaya çıkışından hemen sonra antibiyotiğin kesilmesiyle geriler ve kaybolur. Tersi durumda gittikçe ağırlaşarak tam işitme yitimine yol açabilir.

Denge işlevinde hasar belirtilerin­den önce, olağan ağn kesicilerle geç­meyen ısrarlı bir baş ağnsı görülür. Or­talama 1-2 hafta süren akut evrede has­ta bulantı, kusma ve denge bozuklukla­rından yakınır; bu belirtiler birkaç ay sürer. Tam iyileşme 12-18 ayda gerçek­leşir, ama bazı olgularda hastalarda ka­lıcı lezyonlar ortaya çıkar. Aminoglikozitler etene engelini aşarlar. Bu nedenle gebelikte aminogli­kozit kullanan annelerin çocuklarında ağır böbrek ve işitme bozuklukları gö­rülebilir.

Yorum Yaz
Adınız :
Mesajınız :
Sağlıklı Yaşam Videoları
Kıl Dönmesi Ameliyatı Mikro Sinüsektomi
Kıl Dönmesi Ameliyatı Mikro Sinüsektomi
Bilgisayar Başında Nasıl Oturulmalı
Bilgisayar Başında Nasıl Oturulmalı
Sağlıklı Diyet Hakkında Herşey
Sağlıklı Diyet Hakkında Herşey
Sigara Zararlıysa Neden İçiyoruz?
Sigara Zararlıysa Neden İçiyoruz?
Susam
Susam
Soğan
Soğan
Sincan Dikeni
Sincan Dikeni
Sığırdili
Sığırdili
Sedir
Sedir
Sarısabır
Sarısabır
Sarımsak
Sarımsak
Sarı Zambak
Sarı Zambak

			SANDAL
SANDAL

			ŞAMFISTIĞI
ŞAMFISTIĞI ...

			ŞALGAM
ŞALGAM

			SAKIZ
SAKIZ

			ŞAHTERE
ŞAHTERE

			SAFRAN
SAFRAN

			REZENE
REZENE

 
Foto Galeri
Çay Çeşitleri Ve Yararları
Çay Çeşitleri Ve Yararları
Baş Ağrısını Engelleyin
Baş Ağrısını Engelleyin
Diş Ağrısı Başlayınca Ne Yapmalı
Diş Ağrısı Başlayınca Ne Yapmalı
Sakın Başkasının Göz Yaşını Silmeyin
Sakın Başkasının Göz Yaşını Silmeyin
Beyaz ve Kahverengi Yumurta
Beyaz ve Kahverengi Yumurta
Siyah Domatesin Faydaları
Siyah Domatesin Faydaları
Mor Patatesin Faydaları
Mor Patatesin Faydaları
Cildiniz Neden Yaşlanır
Cildiniz Neden Yaşlanır
Yağlarınızı Yakacak 30 Besin
Yağlarınızı Yakacak 30 Besin
Uzun Yaşamanın Sırrı Bu Meyvede
Uzun Yaşamanın Sırrı Bu Meyvede
Limonlu Suyun Faydaları
Limonlu Suyun Faydaları
Kansere Karşı Mango
Kansere Karşı Mango


Editör Seçimi

Reklam Alanı

Facebook Sayfası

Tüm Kategoriler

Vücut Kitle İndeksi
kg
m
Vücut kitle indeksiniz :

İncelten Tarifler
Diyet ve Beslenme

Arşiv

Şifalı Bitkiler
Şifalı Bitkiler

Etiketler