Pankreas denen salgı bezi, barsaklaru çeşitli sindirim fermentleri salgıladıktan başka, iç salgı bezi olarak da çalışmakta ve hormon yapmaktadır. Pankreas dokusunda bulunan ve Langerhans adacıkları diye bilinen küçük hücre grupları iki çeşit hormon yaparlar ve kana verirler. Bunlardan alfa denen hücrelerin salgıladığı hormona glukagon, beta hücrelerinin salgıladığı hormona ise insülin denir.
İnsülin, protein yapısında bir hormon olup günde 2 mg. kadar vena portaya salgılanır. İnsülin ilk defa Banting ve Best’in çalışmalarıyla köpek pankreasından elde edilmiştir. Bu iki hormonun görevi şeker metabolizmasını düzenlemektir. Glukagon kandaki şeker miktarını yani glikozu artırır, insülin ise düşürür. Kanda şeker yükseldiğinde salgılanan insülin, karaciğerdeki glikojenin glikoza dönüşmesini ve kana karışmasını kısıtlamaktadır.
Ayrıca doku hücrelerinin kandaki şekeri gıda maddesi olarak alıp kullanması için de insüline ihtiyaç vardır. İnsülin yetersizliğinin neden olduğu şeker hastalığında (diabetes mellitus) kanda şeker fazlalığı (hiperglisemi) olmasına karşılık, doku hücreleri kandaki glikozu yeterli derecede bir hızla ememezler. Böylece hücrelerde beslenme yetersizliği görülür. Bu açık, şeker metabolizmasının hızlandırılması ile kapatılmak istenir. Fakat bu durumda kanda keton cisimleri artar ve neticede kanın a-sitlenmesi demek olan asidoz tablosu meydana gelir. Langerhans adacıklarındaki beta hücrelerinin doğuştan yetersiz kalması sonucu erken yaşlarda meydana gelen şeker hastalığına jüvenil diyabet denir. Tedavisi için hastaya insülin vermek gerekir. İleri yaşlarda meydana gelen şeker hastalığında ise beta hücreleri zamanla çalışmalarını azaltmışlardır. Bunlarda insülin eksikliği genellikle o kadar ciddi değildir. Bu tür şeker hastaları çoğunlukla sıkı bir rejim ve kilonun azaltılmasıyla tedavi edilirler. Ayrıca şeker hastalarına beta hücrelerini daha fazla insülin üretmek için uyaran ve oral hipoglisemik ajan denilen bazı ilaçlar ağız yoluyla verilmektedir. Pankreasta meydana gelen ve insülinoma denen bazı tümörler ise fazla insülin salgıladıkları için kan şekerinin cok düşmesine neden olurlar. Hastada açlık hissi, terleme, halsizlik, titreme ve uyuşukluk vardır. Ağır vakalarda koma meydana gelebilir. Tedavi amacıyla hastaya fazla miktarda insülin verildiğinde de bu şekilde bir hipoglisemi veya insülin koması görülebilir. İnsülin koması bazı psikiyatrik durumlarda tedavi amacıyla da kullanılmaktadır. İnsülin preparatları çabuk tesirli (rapid), orta tesirli (indermetiate) ve uzun tesirli (long) olmak üzere başlıca üc çeşittir. Kristalize insülin preparatlarının etkisi çabuk görülür ve kısa sürer. NPH insülin (Neutral protamin Hagedorn) denilen preparat orta tesirlidir. Depo tesirli insülin (protamin zinc insülin) PZ1 preparatları da vardır. Şeker hastaları, doktorların düzenledikleri gıda rejimini uygulamalı ve gerek, fiğinde insülin preparatlarını özel cilt altı enjektörleriyle kendi kendilerine enjekte etmeyi öğrenmelidirler.