Etin besin değeri yüksektir; biyolojik açıdan çok önemli proteinler içerir. Ama bu besin değeri balığın, sütün ve yumurtanınkinden üstün değildir.
Vücudun her gün belirli ve sınırlı miktarda proteine gereksinimi vardır. Bu miktarı aşmak yararsız, bazen de zararlıdır. İnsanın yaşı, vücut gereksinimleri ve aldığı bitkisel protein miktarı göz önünde tutularak önerilebilecek günlük et tüketimi salam ve jambon gibi bütün çeşitler içinde olmak üzere, Örneğin bir yaşında günde 25 gr (net), ergenlikten erişkinliğe değin günde 100 gr ve emziren anneler için günde 120-150 gr’dir.
Ette proteinlerin yanı sıra yağ, mineral ve vitaminler de bulunur. Yağların çoğu doymuş yağlardır (tavuk ve yağsız domuz eti dışında) ve içerdikleri kolesterol miktarı yaklaşık aynıdır.
Bazı durumlarda beyaz etin, özellikle tavuk ve tavşan etinin önerilmesinin nedenlerinden biri de budur.
Ette en çok bulunan mineral demirdir. Öbür minerallerden daha kolay özümsenir durumdaki demirden başka fosfor, potasyum, çinko ve selenyum da vardır.
Etteki vitaminler çoğunlukla B grubundandır, ama et bu açıdan çok zengin bir kaynak sayılmaz. B grubu vitaminleri öncelikle tahıllardan ve bazı sebzelerden sağlanır.
Bütün bunların gösterdiği gibi et, beslenmede tek başına yeterli değildir. Karbonhidrat ve glukozit grupları (glüsit), çeşitli vitaminler ve kalsiyum açısmdan yetersiz kalır; lifli maddelerden ise bütünüyle yoksundur. Bu özellikleri dolayısıyla bazı sindirim sistemi hastalıklarının önlenmesinde önemli bir etkendir ve her gün yenmesi uygun görülür.