Ergenlikte sık rastlanan âdet bozuklukları genellikle geçicidir ve birkaç yıl içinde kaybolur, ilaç tedavisi ve sıkı tıbbi gözetim ancak ender durumlarda gerekir. Bazı bozukluklarda ruhsal tedavi yararlı olabilir.
Âdet görmeyle başlayan olgunlaşma sürecinde bazı rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Bu arada adet kanamaları da düzensiz olabilir. Ama uzun dönemde bu düzensizliklerin çoğu ortadan kalkar.
•
Görülme sıklığı: Âdet çevriminin düzensizliği, 18 yaşından küçüklerdeki jinekolojik sorunların yüzde 40’ını oluşturur.
Titizlikle tutulan bir “âdet takvimi”, genellikle tanı koymaya çok yardımcı olur. Karmaşık olgularda ise “bazal vücut sıcaklığı eğrisi”nin kaydedilmesi yararlıdır. Böylece âdet çevriminde yumurtlamanın olup olmadığı ve yumurtlama varsa öncesindeki mi, yoksa sonrasındaki mi evrenin kısaldığı ya da uzadığı görülebilir.
•
Kanamanın miktarı ve çevrimin düzenindeki bozukluklar: Çok uzun ya da çok kısa süren kanamalar daha çok yumurtlama olmayan çevrimlerde görülür. Bu tür bozukluklar iç salgı sisteminin henüz olgunlaşmadığını gösterir ve herhangi bir tedavi uygulanmadan kendiliğinden kaybolur. İlk âdet geç görülmüşse ve çevrim tümüyle düzensizse (iki âdet arasındaki süre çok değişkense, zamansız ve tedaviyle giderilemeyen kanamalar varsa, aylarca âdet görülmüyorsa vb) hipotalamusun işlevinde bir yetersizlik olduğu düşünülmelidir.
Ergenlik döneminde adet düzensizlikleri de genellikle yumurtlama olmayan çevrimlerde görülür. Çevrim 25 günden kısaysa polimenore olarak adlandırılır; bu durumda çoğu kez kanamanın süresi uzar. Çevrim 31 günden uzunsa oligomenore adını alır; kanama gene çoğunlukla uzun sürer ve uzun süren damlama biçiminde bir kanamaya dönüşebilir.
Âdet çevrimi düzensizlikleri, genç kızlarda âdet bozukluklarının 1/4’ünü oluşturur. Olguların yarısında herhangi bir tedavi gerekmeden normal düzene dönülür.
• Düzendışı kanama (metroraji): Düzensiz, âdet çevriminden bağımsız, uzun ve şiddetli kanamalara genç kızların yüzde 2-5’inde rastlanır. Ergenlik dönemindeki âdet rahatsızlıklarının büyük bir bölümü bu gruba girer. Rahatsızlık genellikle ilk âdet kanamasından birkaç ay sonra ortaya çıkar. Yıllar geçtikçe genellikle kendiliğinden ortadan kalkar ve çevrim normale döner.
Gençlerde işlev düzensizliğine bağlı metrorajinin nedeni henüz tam olarak belirlenememiştir. Ama iç salgı sistemini denetleyen mekanizmalardaki bir bozukluktan kaynaklandığı kesindir.
Metroraji tedavi edilmezse aşırı kan kaybına ve ağır bir kansızlığa yol açabilir. Şiddetli kanama görülen durumlarda zaman geçirmeden bir jinekologa başvurulmalıdır.
İki âdet arasındaki sürenin kısalması ve kanama süresinin uzaması genç kızlarda metrorajinin en sık rastlanan belirtileridir. Âdet takviminin incelenmesiyle tam koyulabilir ve tedavi yöntemi belirlenebilir. Tanı sırasında organik kökenli âdet bozuklukları da dikkate alınmalı ve olasılıklar dışlanmalıdır:
– Gebelik sorunları;
– iltihaplar ve yabancı cisimler;
– kötü huylu tümörler;
– idrar kesesi ya da idrar yolları gibi başka organlara bağlı kanamalar;
– kan hastalıkları (pıhtılaşma bozuklukları).
Gençlerde görülen işlev bozukluğuna bağlı metroraj ilerde hemen hiçbir zaman hormon tedavisi gerekmez. Çoğu olguda yumurtlama olmadığından tam koyulduktan sonra, bazal vücut sıcaklığının ölçülmesi de gerekmeyebilir.
İşlev bozukluğuna bağlı metrorajide öncelikle şiddetli kanama engellenmeli ve yumurtlamanın gerçekleşmesi sağlanmalıdır.
Genellikle bozukluk bir dizi basit önlemle düzelir; ender rastlanan çok ağır olgularda ise daha kökten bir tedavi gerekir.
Uygulanacak tedavi, bozukluğun derecesine göre belirlenir:
– İki âdet arasındaki süre biraz kısalmış, kanamanın süresi biraz uzamış ya da miktarı zaman zaman artmışsa, ama bu durum kansızlığa yol açmıyorsa hastaya sorunun geçici olduğunu ve genellikle kendiliğinden düzeldiğini anlatmak yeter. Herhangi bir tedavi uygulamadan önce üç ay beklenebilir; bu sırada kansızlığı gidermek için demir içeren ilaçlar ile protein ve vitamin ağırlıklı besinler önerilmelidir.
– Kanamalar sıklaşmış ve kanama süresi çok uzamışsa, böylece hemoglobin değerleri normalin altına inmişse hormon tedavisi gereklidir. Tedavi yaklaşık on gün boyunca hormon verilerek, kanamayı durdurmaya yöneliktir ve sorunun yinelememesi için birkaç ay sürdürülmesi gerekir. ,
Tedavide yumurtlamayı önleyen bir ilaç kullanılacaksa, tıpkı doğum kontrol hapları gibi bu ilaca da âdet kanamasının beşinci gününde başlamak gerekir. Ama hasta ergenlik çağındaki bir genç kızsa çok dikkatli olunmalıdır; çünkü yumurtalık ve hipofiz etkinliklerinin dengede olmasının gerektiği bu gelişme çağında tedavi yumurtlamayı yapay olarak engelleyerek zararlı olabilir.
Hormon tedavisi işe yaramazsa tanı yeniden gözden geçirilmelidir; kanamalar bir kan hastalığının ilk belirtisi de olabilir.
– Kanamalar çok sıklaşmış, miktarı aşırıya varmış ve süresi çok uzamışsa, böylece kandaki hemoglobin değeri çok düşmüşse, hastanın hastanede tedavi edilmesi gerekir.
• İkincil amenore: Amenore âdet yokluğu anlamına gelir. Âdet görmeye başladıktan sonra 6 ay ya da daha uzun süre âdet görülmemesi ise ikincil amenore olarak bilinir. Amenore bir hastalığa bağlı olabileceği gibi fizyolojik de olabilir.
-Fizyolojik amenore: Âdet görmeye başladıktan sonra ilk yıl içinde uzun zaman kanama görülmediğinde endişe etmeden ve herhangi bir tedavi uygulamadan beklenebilir.
Genellikle ilk 6-12 ay içinde çevrim kendiliğinden normale döner.
Bununla birlikte ikincil amenore görülen gençlerde gebelik olasılığı da araştırılmalıdır.
- Patolojik amenore: ikincil amenoreyle birlikte aşağıdaki belirtilerden biri de görülürse kesin tam için daha ayrıntılı incelemeler gerekir:
1. Erkekleşme: Yumurtalık tümörlerini, Stein-Leventhal sendromunu ya da böbreküstü bezinin kabuk bölümündeki tümörleri akla getirir.
2. Galaktore (memeden süt gelmesi): Öncelikle gebelik olasılığı üzerinde durulmalıdır. Gebelik yoksa, hipofizde bir tümör olup olmadığını anlamak için kafatasında hipofizin yerleştiği Türk eyeri adlı bölgenin röntgen filminin çekilmesi ve süt salgısını denetleyen prolaktin hormon düzeyinin belirlenmesi gerekir.
Ayrıca hastanın doğum kontrol hapı, fenotiyazin ya da ruhsal durumu etkileyen başka bir ilaç kullanıp kullanmadığı araştırılmalıdır.
Sınav korkusu, duygusal bunalım gibi ruhsal ya da sinirsel kökenli amenorede öncelikle psikoterapi uygulanır; birçok hasta psikoterapinin yardımıyla yeniden âdet görmeye başlar.
•
Dismenore (sancılı âdet görme)
- Adet öncesi gerilim: Âdet öncesi sendromunda belirtiler yumurtlamadan hemen sonra başlar ve âdet kanamasına değin şiddetlenir. Başlıca belirtiler migren tipi baş ağrısı, sinirlilik, kilo artışı, vücutta su tutulması ve göğüslerde ağrıdır.
Olguların büyük bir bölümünde dismenorenin düzelmesi için psikolojik yardım ve belirtilere yönelik tedavi yeterlidir.
- Sancılı âdet: Ergenlik çağında düzenli âdet gören bir genç kızda genellikle birincil tipte dismenoreye rastlanır. Başka bir deyişle organik bir neden yoktur. Sancılar ilk âdetten yaklaşık 2-3 yıl sonra, çift evreli âdet çevrimi başladıktan sonra ortaya çıkar. Dismenore ender olarak ilk âdetle birlikte başlar.
Birincil dismenorenin nedeni henüz tam aydınlatılamamıştır. Bu olgularda âdet çevrimi hep çift evreli olduğundan iç salgı sistemiyle ilgili bir bozukluk akla gelmez. Dismenorenin yumurtlamanın göstergesi olduğu söylenebilir. Ayrıca dölyatağı kaslarındaki küçük damarların kasılmaları da sancıya neden olabilir. Henüz olgunlaşmamış ve az gelişmiş dölyatağının konumundaki anormallikler de rahatsızlıklara ve sancılı kasılmalara yol açabilir.
Dismenore genç kızların yüzde 25’inde herhangi bir tedavi gerektir-mezse de, bazılarında sorun haline gelebilir. Önlem olarak, âdetin işlevi ve fizyolojisi üzerine bir açıklamayla genç kızın ilk âdete hazırlanması önerilir. Genç kız cinsel olgunlaşma boyunca yaşamını etkileyecek ve genellikle ağrısız olan fizyolojik bir olayla karşı karşıya olduğunu bilmelidir. Bazı olgularda ağrı kendiliğinden hafiflerse de, ergenlik dönemindeki dismenorede destekleyici tedavi göz ardı edilmemelidir. Rahatsızlık tedavi edilemezmiş gibi değerlendirilirse çözümsüz bir hal alır. En basit olgularda rahatlatıcı psikoterapi yeterlidir. Daha ağır durumlarda ise çoğu zaman ağrı kesici ve spazm çözücüler verilir.
Bu tedaviye yanıt alınamayan, çok ağır olgularda hormon tedavisine başvurulabilir.
İkincil dismenorede temelde yatan hastalık tedavi edilmelidir. Tedavi yöntemine jinekolog karar verir. Anestezi altında dölyatağı boynunun genişletilmesi ya da sempatik gangliyonun kesilmesi gibi cerrahi girişimler genç kızlarda hemen hiç uygulanmaz.
Bazal vücut sıcaklığının ölçülmesi
Sabah uyanır uyanmaz sıradan bir derece koltukaltt dışında herhangi bir girintiye (örneğin makat, ağız) yerleştirilerek vücut sıcaklığı ölçülür. Alınan sonuç her gün bir grafiğe kaydedilir. Vücut sıcaklığının kesinlikle hareket etmeden, konuşmadan ya da kahvaltı etmeden, yani hiçbir etkinlikte bulunmadan önce Ölçülmesi gerekir.