Kalp Enfarktüsünün Tedavisi Tıbbın devamlı surette hamleler yapmakta olduğu bir devirde yaşamaktayız. Her gün yeni bir ilâç, yeni bir tedavi usulü keşfedilmekte, icat edilmektedir. Burada sizlere anlatacağım bazı ilâçları, usulleri üç dört sene önce yazılmış olan tifo kitaplarında bulamazsınız. Belki birkaç sene sonra daha yenileri çıkacaktır. Bugünkü vasıtalarla kalp damarını tıkamış olan pıhtıyı hemencecik eritiverecek bir imkâna sahip değiliz. Keza damarlardaki sertliği de kısa zamanda tamamen ortadan kaldırmak mümkün değildir.
Bizim yapabildiğimiz iki şey var:
1) kalp yükünü mümkün mertebe azaltmak ve,
2) kalp dolaşımını yeniden tanzim eden, en iyi hekim olan tabiat anaya yardım etmek.
1. Kalp yükünü azaltmak.
a) yatak istirahatı:
Bütün vücutta kanı harekete getirmek, onu. her tarafa sevketmek kalbin başlıca vazifesidir. Halbuki şimdi bizzat kendini besleyen damarlardan biri tıkanmıştır. Kalbe eskisinden daha az gıda, daha az oksijen gelmektedir. Herşeyej rağmen de kalbin vazifesine devamı mecburidir, zaruridir. Yaralı organların istirahatı şarttır. Ama, gel gelelim kalbiniz birazcık, meselâ1 üç dört dakika kadar tatil yapacak olsa haliniz nice olur? Kalbi tel örgü içine alıp tesbit edemeyiz. O, vazifesine gece gündüz devam etme-i lidir. İşte bütün bu olayları dikkat nazarına alırsak ortada yapacak bir çare kalıyor: o da yatak istirahatidir. Şayet yatağa yarı oturur 3 ziyette, arkanıza birçok yastıklar koyarak, yatarsanız, yemeğinizi başkası yedirir, yüzünüzü başkası silerse kalbten istenen iş de asgarî hadde inmiş olur. Unutmayınız ki vücuttaki etlerin en ufak bir hareketi daha fazla kana, oksijene, daha fazla pompaya ve daha fazla kalb çalışmasına, yorulmasına mal olur. Bundan dolayı yatakta ne kadar sakin, sessiz yatarsanız kalbinize de kendisini tamir etmek, yamamak için o kadar fazla fırsat vermiş olursunuz. Lâkin hiç hareket etmeden mıhlanmış gibi yatmak ancak îlk birkaç gün içindir. Bunu uzun zaman devam ettirmek de fayda yerine zarar verir. Neden mi? Bakın anlatayım : insan hiç kımıldamadan uzun zaman yatarsa muhitte dolaşım yavaşlar. Bir ırmak gayet sakin aktığında içindeki çamurlar, taş topraklar çöker. İşte vücutta da kan akımı yavaşlayınca, bilhassa başka damarlarda da ufak tefek arıza olduğu takdirde, kan kolayca pıhtılaşıverir. Meselâ tam hareketsiz yatanlarda bacak karadamarlarında pıhtı teşekkülü çok görülmektedir. Bazan bacaklarda husule gelen bu pıhtı (tromıboz) oradan kopar ve gidip akciğer damarlarından birini takar, buna da (amboli) demıekteyiz. İşte hem. kalbi yormamak, hem de fazla hareketsiz kalmamak için ikisi ortası bir yol takip edilir: her gün bacaklarınızı çekip bırakırsınız, ayakların parmaklarını oynatırsınız, kollarınızı omuz oynaklarmdan itibaren hareket ettirirsiniz. Birisinin bacaklarınızı aşağıdan yukarı doğru sıvazlamak suretiyle masaj yapması da çok iyidir Ama tansiyonunuz çok düşmüş, ter içinde is niz, yani şok varsa her türlü hareketten kaçmamak şarttır.
Ne kadar zaman yatakta kalmalısınız? Kalbin ne kadar zaman zarfında kendir tamir edebildiğini bize, köpeklerde yapılan deneyler göstermiştir. İlim adamları köpekleri uyutmuşlar, sonra göğüslerini açıp kalb damarlarından birini bağlamışlardır, yani deneysel bir miyokart enfarktüsü husule getirmişlerdir. Bunu aynı zamanda meselâ 30 köpekte yapıyorlar. Sonra her gün bir köpek öldürülüp kalbi açılarak kalbteki yaranın ne dereceye kadar düzeldiği araştırılıyor. Acaba köpek kalbi ile insan kalbindeki iyileşme zamanı birbirine eşit midir? diye akla bir soru gelebilir. Nltekim bunu düşünen araştırıcılar da olmuş ve bunları enfarktüsün ilk gününde, bir hafta sonra, îkli hafta sonra, v.s. zamanlarda ölen hastaların kalbini açıp muayene etmişler ve neticede köpek kalbindeki enfarktüsün . iyileşme zamar ile insandaki enfarktüsün iyileşme zamanları arasında hemen hiç fark bulunmadığını görmüş lerdir. Bu araştırmalardan çıkan neticeye re damarının tıkanması yüzünden kandan mahrum kalan kalb eti parçası yumuşar, gevşek bir hal alır ve bu hal hiçolmazsa iki hafta böyle devam eder. Enfarktüsün başlangıcından itibaren hiçolmazsa üç hafta geçmeden yeter derecede sağlam bir duvar örülememektedir. Bunun içindir ki enfarktüslü hastaların bilhassa ilk üç hafta zarfında gayet dikkatli olmaları, yatakta mümkün mertebe sakin kımıldamadan yatmaları şarttır. Ancak üçüncü haftadan sonra iki tarafa dönmeye, serbest hareketler yapmaya müsaade edilir. Kalbte tamamıyla sert, kuvvetli bir yama teşekkülü için hemen hemen sekiz hafta geçmesi icap eder. Eskiden hastalar birkaç ay yatakta yatırılırdı, halen bazı Amerikan hekimleri iki haftada yaltaktan çıkmağa müsaade etmektedirler. Bu hususlar sizin durumunuza, göre değişir.