Kabızlık Nedir ve Nasıl Oluşur?
Tiroid bezinin az çalışması, şeker hastalığı ve romatizmal hastalıkların seyri esnasında kabızlık meydana gelebilir. Bunların dışında kalın bağırsağın yapısal bozuklukların da , darlıklarında, ve tıkanıklığa sebep olan hastalıklarında da kabızlık oluşabilir.
Dışkılama esnasında puborektalis ve makatı kontrol eden dış kısmındaki kaslar yeterince gevşememesi dışkılama işlemini engeller. Yine bu bölgedeki kasların koordineli çalışmaması fonksiyonel bir tıkanıklığa sebep olur. Doğmalık bir hastalık olan Hirshsprung hastalığında kas gevşemesindeki düzensizlikler sebebiyle çocukluk döneminde başlayan kabızlık meydana gelir.
Kalın bağırsak duvarında bulunan kas kasılmaları dışkının anüs (makata) doğru ilerlemesini sağlar. Bunu da düzenleyen sinir uyarılarıdır. Kas ve sinir uyarılarındaki düzensizlik kalın bağırsak geçiş süresini uzatır. Bu durum kabızlığa neden olur. Kabızlığa sebep olan diğer hastalıklar yüzünden bağırsak kontraksiyonları bozulduğunda da idrar yavaş ilerler. Bu da kolonun çok fazla su emmesine, sert ve kuru dışkı oluşumuna neden olur. Sertleşen dışkı hareket ettiğinde ağrıya neden olur.
Belirtileri:
Kabızlık, kendini dolgunluk hissi ile gösterir. Ciddi biçimde günlük işlerimizi etkilememesine rağmen kişinin kendini rahatsız hissetmesine neden olabilir. Sert ve kuru dışkı, geçişi zorlaştırır ve geçişin ağrılı olmasına neden olur. Bazı kişilerde zaman zaman dolgunluk hissi, karın şişkinliği ve yer değiştiren karın ağrıları bu bulgulara eşlik edeblir.
Bir çok kişi zaman zaman kabızlıktan şikayet edebilir. Ortam değişikliği, seyahatlar, yeme alışkanlıklarındaki değişiklikler zorlu dışkılamaya neden olabilir. Bunlar ortam eskiye dönünce düzelir. Önemli olan hiçbir neden yokken aniden ortaya çıkan kabızlıktır. Bu durumda bağırsağı tıkayan mekanik bir engel düşünülmelidir. Bu tıkanıklık kanser, iltihabi bir durum veya yapışıklıklar nedeni ile olabilir. Bu ani tıkanıklıklara genellikle bulantı, kusma, karın ağrısı, ateş gibi bulgular eşlik eder.
KABIZ OLUNDUĞU NASIL ANLAŞILIR?
-Haftalık dışkılama sayısında azalma (Normalden daha az bağırsak hareketleri)
-Kuru, sert dışkı ve bunların geçişinde zorlanma ve ağrı hissi
-Dışkılamadan sonrada rektumda (kalın bagırsagın son kısmı) dolgunluk ve tam boşalamama hissi
Yukarıdaki belirtileri olan bireylerde kabızlık rahatsızlığı nedeniyle doktor kontrolü gerekebilir.
KABIZLIĞIN NEDENLERİ NELERDİR ?
Kabızlığın nedenini anlamak için vücudun ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmak gerekir. Zaman zaman diyet ve egzersizle bu ihtiyaçlar değişebilir. Bazı hastalıklarda vücut kabızlığı da içeren belirtiler verebilir.
Normalde günlük tüketilmesi gereken lif miktarı 25-30 gram kadardır. Modern yaşam ve hızlı, kolay yemek çözümleri ile günlük alınan lif miktarının azalması kabızlığa yol açar.
İnsanların yüzde 70-80 kadarı yaşamlarında bir dönem kabızlıktan şikayet ederler. Kısa süreli ve tekrarlanmayan kabızlık genelde alışkanlıklarımızın kısa süreli değişmesi ile meydana gelir.
Birçok faktör kabızlığa neden olabilir. Başlıcaları şunlardır:
-Kötü beslenme alışkanlığı (fazla miktarda kafein alımı, düzensiz beslenme zamanları gibi)
-Diyetteki yetersiz lif
-Az egzersiz yapma
-Az sıvı alma
-Bağırsak hareketlerini kendi isteğiyle engellemek
-Stres ve anksiyete
-Rutin hayatta değişiklikler. (Hamilelik veya seyahat gibi)
-Kullanılan ilaçların yan etkileri
-İlritabıl bağırsak sendromu
-Tıkanıklığa neden olan bağırsak hastalıkları (ör: kanser, Crohn Hastalığı, divertikül)
-Cerrahi tedavi (karın içi yapışıklıklar, Hirschsprung hastalığı)
-Sistemik hastalıkların varlığı (aşağıda tablo)
Kabızlığa Karşı Kullanılan İlaçlar
Bağırsak içindeki dışkıyı yumuşatarak veya hareketlerini arttırarak dışarıya çıkmayı kolaylaştıran ilaçlara laksatif (muleyyın) veya purgatıf (mushil) adı verilir. Laksatiflerin etki mekanizmaları birbirinden farklı olduğu halde sonuç olarak kabızlığa karşı gelen ilaçlar şeklinde bilinir ve halk tarafından çok yaygın olarak kullanılır. Barsakta su emerek şişen ve bir kitle oluşturarak perıstaltızmı artıran laksatıfler (hidrolik kolloıdler) arasında deniz yosunlarından elde edilen ağar, silium tohumu (Psyllıum seeds), metil selluloz sayılabilir. Dışkıya tıpkı detenanlar gibi yüzey aktif etki göstererek onu yumuşatan ve yağlayan maddeler arasında sıvı parafın (sokol montoluıol) bitkisel yağlar (pamukyağı, zeytınyağ, glıserınlı fitiller (Mıcrolax, Lıbalaks) ve macunlar Dıoktıl sodyum sulfosuksınat (Normolaks Laksadıf) gibi ilaçlar sayılabilir Macun ve fitil şeklinde olan ilaçlar makattan kullanılırlar ve etkilerini çabuk gösterirler
Magnezyum sülfat (Epsom tuzu), Sodyum sülfat veya İngiliz tuzu (Glauber tuzu), Karlsbad tuzu, magnezyum oksit (Mılk of Magnesıe) gibi barsakta emilmeyen tuzların da mushıi etkisinden yararlanılır. Ancak bu tur mushıllerde bulunan sod-y.m ve maqnezyumun fazla alınmasının barsaklardan emilmesi halinde tehlikeli olabıleceği bilinmelidir Sodyumun fazla alınmış olması kalp yetersizliği olanlarda, magnezyum ise böbrek hastalığı olanlarda sakıncalıdır. Kalınbarsak mukozasına kimyasal etki yaparak barsak hareketlerini artıran laksatıfler memleketimizde en çok kullanılan laksatıflerdir. Bu tur intan veya stımulan katartık denen mushıl ilaçların başında hıntyağı (huıle de nane) diğer adıyla castor oıl gelir Ağızdan bir kasık ac karnına bir bardak meyva suyu içinde alınır.
Sinameki yaprağı (Senna follıum) ıcmde bulunan senna glıkozıülerınden hazırlanan ilaçlar (Pursennıd) da laksatıf veya musil olarak çok alınmaktadır. Halk arasında Kaskara sagrada, Ravend hulasası, sarısabır (Aloe), siyah akçaağaç kabuğu (Frangulın) fenolftaleyn (Laksa-fenol) bısacodly (Dulcolax) şeklinde bilinen laksatıfler de ülkemizde çok yaygın olarak kullanılır