Vulva; vajina girişinde büyük ve küçük dudaklar ile klitoristen (bızır) oluşan bir organdır. Kadın genital organ kanserlerinin yüzde dördünü oluşturur. Daha çok büyük dudaklarda görülür.
BELİRTİLER:
Genellikle hastalar geçmeyen kaşıntı, ben oluşumu, ülser ve siğilimsi şişlikler, bazen de kasıkta oluşmuş bezeler sebebiyle başvururlar. Vajen (hazne) girişinde herhangi bir siğil, ben, ülser, renk değişikliği ya da şişlik oluşması durumunda bir an önce doktora başvurulmalıdır. Doktor direk gözle ya da vulvoskopi (bir tür mikroskop ile büyüterek ve boyalar sürerek ) ile muayene eder ve mutlaka doku örneği alarak ( biopsi ) tanı koyar.
NEDEN OLABİLECEK veya RİSK FAKTÖRLERİ:
* Human Papilloma Virus (HPV) enfeksiyonu (İnsan Siğil Virusu ile oluşan siğiller)
* Sigara
* Her türlü bağışıklık sisteminin baskılandığı durum
* Şişmanlık
* Şeker Hastalığı
KANSER ÖNCÜSÜ HASTALIK:
Vulvar Intraepitelyal Neoplazi(VIN) denilen durum kanser olmayan ancak ileride kansere dönüşebilen bir hücresel bozukluğu tanımlar. Bu durumda yapılan tedaviler ya da bazı hafif bozukluklarda kendiliğinden düzelebilir. Ancak, vulvar distrofi denilen durumda hücrelerdeki bozukluk düzeyine göre % 1-15 oranında kansere dönüşebilmektedir. Genellikle öncü lezyonlar çok belirgin bulgular vermezlerse de her türlü:
* Kaşıntı
* Renk değişikliği
* Yaralar
* Siğiller
* Benler
gerektiğinde biopsi alınarak incelenmelidir.
TARAMA :
Vulva kanseri için uygun bir tarama yöntemi tanımlanmasa da zaten dış genital organda olması sebebiyle hastalar genellikle erken dönemde doktora başvurmaktadırlar.
TANI:
Tanı konulabilmesi için vulvadaki tüm şüpheli dokulardan çıplak gözle veya vulvoskopi altında (özel bir mikroskopla 4 – 60 kez büyütme sağlanarak) parça (biopsi) almak ve patolojik inceleme gereklidir.
TEDAVİ :
Erken tanı sayesinde küçük bir ameliyatla yaşam süresi uzatılması söz konusu olabilir.
Tedavide;
* Cerrahi
* Radyoterapi (x-ışını)
* Kemoterapi (ilaç) tedavisi uygulanabilir.
Ortalama olarak beş yıllık hayatta kalım oranı yüzde yetmiş kadardır. Erken evrelerde beş yıllık yaşam şansı yüzde doksanlarda iken, hastalık ilerledikçe bu oran yüzde onsekize kadar düşer.