Travma sonrası stres bozukluğu (PTSD), şiddetli korku, kontrol kaybı ve ölüm tehlikesi gibi travmatik hadiseler geçirmiş kişilerde oluşabilen bir gaip semptomdur. Doğal felaketler, savaş, fiziksel ya da cinsel saldırı, ya da hatta ani ve şiddetli hastalıklar, bu tür hadiselerdir.
Farklı tip travmalar farklı oranlarda PTSD’ye yol açar. Doğal felaketler, bunları yaşayanların yüzde 3 ila l arasında PTSD’ye sebebiyet verir. Oysa, savaş tutsaklarında bu oran çok daha yüksektir (yüzde 47 ila 50).
Pek çok uzman, bazı bireyleri PTSD’ye karşı daha hassas kılan, kişilik tipi, evvelce başka travmalar geçirmiş olmak ve sosyal desteğin mevcudiyeti gibi faktörler olduğuna inanmaktadır. PTSD, kronik ağrı, madde kullanımı, anksiyete, depresyon ve intihara sebep olabilir.
Semptomlar
PTSD bir sendromdur – yani, bir semptomlar topluluğudur. PTSD ile karşılaşan kişi, stres veren hadiseyi düşüncelerinde, rüyalarında ya da geriye dönüşler şeklinde tekrar tekrar yaşayabilir. Bazen, yüksek sese karşı aşırı hassastırlar. Eski arkadaşlara veya evvelce önem verilen aktivitelere karşı daha az ilgi gösterme durumu yani duygusal uyuşukluk vuku bulabilir. Duygusal travma, PTSD’li kişiyi gergin ve sinirli bırakabilir. Uyku ve konsantrasyon zorluğu, kişinin günlük yaşamını engelleyecek noktaya varabilir.
Tedavi Seçenekleri
Son zamanlarda büyük bir travma yaşamışsanız, destekleyici terapi PTSD’yi önleyebilir. Doktorunuzdan, bu alanda tecrübe sahibi bir terapist önermesini isteyin. PTSD durumu halihazırda mevcut olan kişilerde, antidepresanlar ve nadiren trankilizanlardan oluşan ilaçla birlikte psikoterapi, korku ve anksiyete halinin ferahlatılmasına ve normal uyku kalıbının tekrar canlanmasına yardımcı olabilir. Psikoanalistler, psikoterapistler, ve bilişsel ve davranış terapistleri, PTSD’yi tedavi edebilir.
Çok tartışmalı bir yaklaşım da, bunları doğrudan karşılamak amacıyla, hatıraları telafi etmek üzere hipnoz uygulanmasıdır. Bu gibi hatıralar ister gerçek olsun, ister bilinçaltındaki korkuları temsil etsin, belirlenmesi zordur.