• Glikoz: Damardan beslenmenin vazgeçilmez maddesi olan glikoz ya da dekstrozun 1 gramında 4 kalori vardır. Saatte vücut ağırlığının her kilogramı için 0,5 gr’yi geçmeyecek hızda verilmelidir. Böylece hastanın metabolizma kapasitesinin üstüne çıkılmaz ve verilen glikozun idrarla atılması (glikozüri) önlenmiş olur. Glikozun sudaki eriyiği genellikle yüzde 20’den yüzde 50’ye ulaşan yoğunluklarda hazırlanır.
• Früktoz ya da Levüloz: Vücut dokularının bu şekerleri kullanabilmesi için insülin gerekli değildir. Şeker hastalığında bu şekerler verilebilirse de kandaki laktat düzeyini artırdığından dikkatli olunmalıdır.
• Aminoasitler: Protein bireşimi için gereklidir. Fibrin ve kazein hidrolizatları halinde suda yüzde 5-10 oranında eritilerek hazırlanır. Bu eriyiklerin 1 gramı 4 kalori verir ve bütün temel aminoasitleri içerir.
• Lipitler: Bir gramı 9 kalori verir; glikozla birlikte enerji kaynağı olarak kullanılabilir.
Glikoz ve lipit “ikili enerji sistemi” adı verilen bir sistem oluşturur. Bu uygulama, yalnızca glikoz verilmesinden daha etkilidir. Ayrıca lipit içeren sıvıların düşük ozmolariteli olması, çevrel toplardamarlardan verilmesini kolaylaştırır.
Bu sıvılar ateş, karaciğer yağlanması gibi istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Soya yağı emülsiyonlarının bir litresinde yaklaşık 900 kalori vardır ve vücutta bireşimlenemeyen temel yağ asiti olan linoleik asit içerir.
• Sodyum, klor, potasyum, kalsiyum, fosfor, magnezyum: Bu iyonlar plazmadaki düzeylerine ve gereksinimlere göre verilebilir.
Damar yoluyla potasyum saatte 10 mEq’den hızlı verilmemelidir. Ayrıca, hastaların EKG’sinde potasyum eksikliğini gösteren bir bozukluk yoksa, 30 mEq/lt’den daha yoğun çözeltiler kullanılmamalıdır. Fosfat verilirken de dikkat edilmelidir.
Normal olarak, doku yapımında 1 gr azot basma 4 mEq fosfat gerekir. Beslenme açığının düzeltilmesi sırasında fosfat iyonuna gereksinim artar. Mutlak damar yoluyla beslenmede sık rastlanan hipofosfatemi (kan fosfat düzeyinin düşmesi) tehlikesi göz önüne alınmalıdır.
Bakır, çinko, lityum, kobalt, molibden gibi mineraller de iyi beslenme için gereklidir. Bunlar, bir hafta içinde 1-2 fiakon kan verilerek yerine konulabilir.
• Albümin: Açlıkta plazmadaki albümin kaybı vücuttaki protein kaybıyla orantılıdır. Bu oran yaklaşık 1/30’dur. Başka bir deyişle, 1 gr albümin kaybı ile vücuttan 30 gr doku proteini kaybedilmektedir. Her 100 mi plazmada 1 gr albümin kaybedildiği varsayılırsa toplam plazmadan (5.000 mi) kaybedilecek doku proteini miktarı 1.500 gr olacaktır.
• Vitaminler de yapay beslenmenin vazgeçilmez bir unsurudur. Beslenme durumu bozuk olan hastalarda suda eriyen vitaminler (B ve C vitaminleri) yetersizdir. Bu nedenle suda eriyen vitaminlerin her gün verilmesi gerekir.
Yağda eriyen vitaminlerin (A, D, E ve K) haftada yalnızca bir kez verilmesi yeterlidir.