Konuşma insanların birbirleriyle anlaşmak için kullandıkları bir dizi sesin ağızdan düzgün şekilde çıkarılmasıdır. Başka bir deyişle insanların duruş şekli ve mimiklerinin yanı sıra fikir, bilgi ve düşüncelerini başkalarına anlatmaya da konuşma denir. Konuşma ile görevli organlar beyin, gırtlak, ağız ve burun boşluklarıdır.
İnsan sesi hayvanların çoğunda olduğu gibi nefes veriş sırasında akciğerlerden çıkmakta olan hava, gırtlaktaki ses telleri arasından geçerken meydana getirilmektedir.
Gırtlağın içindeki boşluk iki tarafta altlı üstlü iki çift ses teli ile daraltılmıştır, Üstteki ses telleri içinde musculus vocalts denen ses kasları vardır. İnsanlar beyindeki konuşma merkezinden gelen emirlerle bu tellerin gerilimini düzenlemek yeteneğine sahiptir. Konuşma fonksiyonunda yardımcı olan yutak, ağız ve burun gibi organlar sesin konuşma şekline dönüşmesini sağlarlar. Çocukların çıkardığı anlamsız sesler birinci yılın sonunda anadilindeki seslere benzemeye başlarlar. Çocuklar ilk beş yıl içinde iyi bir şekilde konuşmayı, heceleri düzgün bir şekilde bağlamayı yani artikülasyonu öğrenirler. Çocukluktaki konuşma bozuklukları, ses ve artikülasyon kusurları ile santral dil bozuklukları şeklinde görülür.
Ağız, damak ve dil anormalliklerinden ve bu organları işleten merkezlerin hastalıklarından kaynaklanan artikülasyon bozukluklarına dizartri adı verilir. Kekeleme gibi bazı artikülasyon bozuklukları yapısal, ya da nöromüsküler kusurlar olmaksızın da gelişebilir.
Eğer ses burun yoluyla çıkıyorsa burun sesi olarak adlandırılır ve hımhım konuşmadan söz edilir.
En sık rastlanan ses bozuklukları ses kısıklığı yani disfoni ya da sesin tamamen kaybolması demek olan afonidir. Ses tellerinin ve gırtlağın şeklinin, iltihap (larenjit) veya tümoral gelişme (nodul veya gırtlak kanseri) bozulması sonucu meydana gelebilir. Ayrıca ses tellerinin iritasyonu veya vagus sinirinin felci de ses bozukluğuna yol açabilir.