Pacemaker’lar başlıca iki gruba ayrılabilir. Bunlardan birinde üreteç vücudun içine (örneğin derialtına) yerleştirilir ve üretece bağlı iletken tel aracılığıyla uyarı kalbe ulaşır. Öbüründe ise uyarı doğrudan kalbin üzerine yerleştirilen bir üreteç ya da alıcı bobinden kaynaklanır.
İlk gruptaki iletken telli elektrotla çalışan pacemaker’lar da tümüyle içeri takılanlar ve bir bölümü içeri takılanlar olmak üzere ikiye ayrılır. Tümüyle içeri takılan aygıtlardan bazıları kulakçık etkinliğiyle eşzamanlı olarak karıncığı uyarır; kulakçık etkinliğinin bulunmadığı durumlarda da bağımsız olarak belli bir sıklıkla uyarı üretebilir. Bu tip aygıtlar kuramsal olarak sağlam bir temele dayanmakla birlikte, bugüne değin kullanılan modellerin çabuk bozulması nedeniyle fazla güvenilir değildir.
Tümüyle içte taşınan bir başka tip pacemaker ise kulakçık etkinliğine bağlı uyarı üretmez; uyarının sıklığı aygıt takılmadan önce ayarlanır ve çalıştığı sürece hep aynı kalır. Bunların çalışmasına daha çok güvenilebildiğinden klinik uygulamaları daha yaygındır.
İkinci grupta yer alan pacemaker’lar iletken telli elektrotlarla değil, radyo-frekansla çalışır ve bunların alıcı bobini doğrudan kalp dış zarı üzerine yerleştirilir. Bu durumda verici içte ya da daha yaygın uygulamayla, dışta olabilir. Yalnız verici vücudun dışınaysa, etki alanı aygıtın hep aynı konumda durmasını gerektirmeyecek kadar geniş olmalıdır. Verici genellikle çapraz omuz askısıyla ya da gerdanlık gibi boyunda taşınır.
Dışta taşınan radyofrekanslı pacemaker uyarının sıklığını ve şiddetini değiştirme olanağı sağlar.
Aralıklı ya da gerektiğinde çalışan pacemaker’lar da vardır. Demand pacemaker denen bu karmaşık aygıtlar aralıklı kulakçık-karıncık bloku olan hastalara takılır. Yalnızca karıncık etkinliğinin uzun süre kesilmesi durumunda çalışmaya başlar; kalp ritminin normal olduğu zamanlarda ise elektrik uyarısı üretmez.
Demand pacemaker örneğin dakikada 70 atıma ayarlanırsa, aygıt ancak kalbin kendiliğinden atışı dakikada 70 kezin altına düştüğünde çalışmaya başlar. Gerektiğinde çalıştığı için aralıklı kulakçık-karıncık bloku olan kişilerde krizlerin ortaya çıkmasını önler; kalbin kendi atışları dakikada belli bir sayıyı aştığında çalışmadığı için de doğal ve yapay uyarıların birbirini etkilemesine olanak vermez.