İdrar Yolu Hastalıkları-Boşaltım Sistemi Hastalıkları
İki böbrek, iki idrar borusu (üreter). idrar torbası, yani mesane ve idrar yolundan (üreîra) meydana gelen ve vücuda zararlı, yararsız veya fazla gelen maddeleri atmaya yarayan organlar boşaltım sistemini oluştururlar.
Erkeklerde bu sistem içinde ayrıca prostat denen bir organ daha vardır. Boşaltım sisteminin hastalıklarında ilk belirtiler ağrı, idrar etme düzensizlikleri ve vücutta ödem dediğimiz su toplanması gibi bozukluklardır. Güç idrar etmeye ve bu esnada yanma ve ağrı duymaya tıp dilinde dizüri denir. Genellikle üretra veya mesane iltihaplarında ve prostat hastalıklarında görülen bir şikâyettir. Günlük idrar etme sayısının artmasına yani sık sık idrar etmeye pollaküri, günlük idrar miktarının artmasına poliüri, azalmasına ise oiigüri denir. Hiç idrar edememe durumunda ise anüri söz konusudur. İdrar miktarının artması böbrek taşı hastalıklarından örneğin şeker hastalığı, şekersiz diabet, aşırı su içme v.b. kaynaklanabilir. Genellikle 24 saatte iki litre olan idrar miktarı 3-5 litreyi geçebilir. Hatta 10 litreyi bulur. Bu durumda idrarın rengi soluk ve yoğunluğu normal olan 1,018 değerinden daha düşüktür. Günlük idrar miktarının yarım litrenin altına düşmesi böbrek hastalığı bakımından önemle araştırılmalıdır. Ayrıca idrarın renginin koyulaşması, yoğunluğunun ve miktarının azalması, ateşli hastalıklar, ishal, dolaşım yetmezliği, susuz kalma gibi böbrek dışı nedenlerden de olabilir. İdrarın bulanıklığı halinde mikroskop tetkiki yapılmalı, iltihap hücrelerinin bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Kavuniçi veya kırmızı idrar ilaçlara bağlı olarak meydana gelebileceği gibi, idrar yollarında bir kanamanın da belirtisi olabilir. İdrar sedimentinde alyuvarların görülmesi (hematüri) kanamaya işarettir. Siyah renkli idrar hemoliz neticesi idrarda hemoglobin bulunduğunu gösterir ki, bazı hastalıklara (Karasu humması) ve ilaçlara (kinin) bağlı olarak meydana gelebilir. Böbreğin doğuştan anomalisi (tek veya üç böbrek, çift üreter, at nalı şeklinde birleşik tek böbrek v.b.) çok kere röntgen muayeneleri sırasında teşhis edilebilir.Böbreklerde süzülen kanın bir bölümü idrar şeklinde vücuttan dışarı atılır. Böbreklerin kanı süzdüğü glomerul denilen bölümlerinin iltihabına glomeruionefrit veya kısaca akut nefrit denir. Çok kere boğaz anjini, kulak iltihabı, impetigo gibi streptokok enfeksiyonlarından sonra görülür. Hastalık, başağrısı, göz kapaklarının şişmesi, yorgunluk ve bel ağrısı şeklindeki belirtilerle kendini belli eder. Akut nefrit bazen iyileşmez, kronik glomeruionefrit şeklinde devam eder. Böbrek dokusu harap olur ve idrarda albümin görülmeye başlar.Amiloidoz, lupus, Henoch-Schönlein hastalığı gibi hastalıkların komplikasyonu olarak da kronik glomeruionefrit meydana gelebilir. Hastada hematüri ve tansiyon yükselmesi vardır. Nefrotik sendrom denen bir grup hastalıkta ise idrarla bol protein kaybı dolayısıyla dokularda su toplanması yani ödem teşekkülü ön plandadır. Ancak glomerulo-nefritlerin aksine tansiyon yükselmesi ve idrarda kan görülmez.Böbreğin bazı kalıtımsal veya metabolizma bozukluğuna bağlı hastalıkları (Sisti-noz, Low sendromu, Fanconi hastalığı gibi) da vardır.Böbreğin pelvis denen bölümünün ve bağ dokusunun iltihabına ise piyelonefrit genel adı verilir. Burada böbreğin tubulusları ve aralarındaki doku iltihaplanmıştır. Genellikle idrar yollarına giren mikropların aşağıdan yukarıya doğru yayılması bulantı, kusma gibi belirtiler görülür. Akut ve kronik şekilleri vardır.Böbrek fonksiyonlarının bozulması sonucu idrar çıkmaması (anüri) veya üre gibi maddelerin kanda birikmesi (üremi) gibi durumlarda böbrek yetmezliği söz konusudur.