1950’lerde edinilen ilk deneyimlerden sonra böbrek nakli artık dünyanın birçok merkezinde olağan hale gelmiş ve 50 binin üzerinde ameliyat gerçekleştirilmiştir. Ama böbrek bağışlayıcısı bulmanın güçlüğü nedeniyle nakil için beklemekte olan böbrek hastalarının sayısı çok daha fazladır.
Geriye dönüşsüz bir kronik böbrek yetmezliği bulunan ve ancak diyalizle yaşayabilen bütün hastalar, böbrek nakline aday sayılır. Yaşlılık, şeker hastalığı ya da kalp-dolaşım sistemi hastalığı gibi durumlar böbrek nakli sonrasında hastalanma ve ölüm tehlikesini çok artırmakla birlikte bazı ülkelerde bu durumdaki hastalara da böbrek nakli yapılmaktadır.
Böbrek Bağışlayıcısı
Nakledilecek böbrek yaşayan bir vericiden ya da kadavradan alınabilir. Böbreğin alınma koşulları yasalarla belirlenmiştir. Yasalar ülkelere göre bazı farklılıklar göstermekle birlikte yaşayan birinden böbrek alınabilmesi için genellikle vericinin erişkin olması, açık rızasının bulunması ve herhangi bir ekonomik nedenle bağışa zorlanmaması öngörülür.
Ayrıca vericinin böbrek nakliyle alıcıya bulaşabilecek ya da nakil sonrasında ölüm tehlikesini artırabilecek bir hastalığı olmamasıdır. Tek bir böbrek insanın normal yaşamını sürdürmesi için yeterlidir. Bazı vericilerde idrarla protein kaybı ya da yüksek tansiyon ortaya çıktığı bildirilmişse de yapılan bütün çalışmalar verici için hastalanma riskinin yüksek olmadığını göstermektedir.
Yaşayan kişiden böbrek naklinin kadavradan böbrek nakline göre bir üstünlüğü, nakil öncesinde çok sayıda incelemenin yapılmasına olanak vermesi dir. Bu da hastaya genetik ve immünolojik açıdan bütünüyle uygun bir böbreğin nakledilmesini sağlamaktadır.
Böbrek nakli anne baba ile çocuk ya da kardeş çiftleriyle sınırlı tutulduğunda, genetik yapı bütünüyle ya da en azından yüzde 50 aynı olabilmektedir. Yaşayan kişilerden nakledilen böbreğin sağ kalması, uygunluk oranına bağlıdır. Bu oran tek yumurta ikizlerinde yüzde 100’e ulaşmaktadır.
Vericinin kadavra olması durumunda böbrek travma ve kanama gibi nedenlerle beyin ölümünün gerçekleşmesinden sonra alınır; tam donanımlı merkezlerde dokuların yapay olarak kan dolaşımı ve oksijenle beslenerek canlılığını bütünüyle koruması sağlanır.
Beyin ölümü tanımının tıbbi ve yasal ölçütleri vardır. Örneğin beyinde hiçbir elektriksel etkinliğin kaydedilmemesi ve bu durumun böbreğin alınmasından önce en az 12 saat kadar süreklilik göstermesi gerekir.
Verici böbrekle geçebilen enfeksiyon hastalıkları taşımamalı, damar ya da böbrek hastası olmamalı ve hepatit virüsü gibi virüsler taşımamalıdır. Vericide, alıcıya uygulanacak bağışıklık sistemini baskılayıcı tedavi sonucunda yineleyebilecek kötü huylu tümörlerin bulunması da böbrek nakline engel sayılır.
Yaşlı insanların böbrek damarlarında sık rastlanan damar sertliği organın işlevlerini olumsuz etkileyebilir ya da en azından tek böbreğin tam işlev görmesini güçleştirebilir. Dolayısıyla bu kişilerin verici sayılmamaları tavsiye edilmektedir. Ama verici için bir yaş sınırının belirlenmesi de gereksiz gibi görünmektedir. Beyinsiz doğan bebeklerin böbrekleri nakledilebilmektedir. Bu durumda alıcı da çok küçük bir çocuk değilse, hastaya aort ve anatoplardamarla birlikte her iki böbreğin nakledilmesi uygun görülmektedir.
Böbrek nakli operasyonunda, sağlıklı bir böbrek, karın bölgesinde derinin altına yerleştirilir. Bu böbrek canlı ya da hayatını kaybetmiş bir insandan alınır. Bağışlanan böbreklerin üçte biri hayatta olan akrabalardan gelir; çünkü tek böbrekle de yaşamak mümkündür. Kadavradan alınan böbreğin, ölüm anını takip eden 30 dakika içinde bedenden alınması gerekir; nakilden önce de sadece birkaç saat sağlıklı tutulabilir.
Böbrek nakli en sık uygulanan nakillerden biridir ve %80 başarı oranı taşır. En belirgin problem, kan ve dokunuza uygun donör bulmaktır. Kan ve doku uyuşsa bile vücudun reddetmesi sonucu nakil başarısız olabilir. Sadece ikizler birbirine tam olarak uyuşur.
Bağışıklık sistemi, yeni böbreği vücutta yabancı madde olarak algılayarak onu reddedebilir. Bu durum genellikle ameliyatı takip eden 8 hafta içinde gerçekleşir. Reddedilmesini engellemek için bağışıklık sistemini bastıran güçlü ilaçlar verilir. Nakilin başarısız olması durumunda diyalize devam etmeniz gerekir.
Böbrek nakil ameliyatına kabul edilebilmek için ameliyatın ve ardından hayatınız süresince verilebilecek bağışıklık sistemini bastırıcı ilaçların yarattığı zorluklara dayanacak kadar sağlıklı olmanız gerekmektedir. Bu ilaçlar vücudu enfeksiyonlara açık kıldığı için enfeksiyon kapma riskini arttırır.
Böbrek nakli hastanede gerçekleştirilir ve 5 ila 10 gün yatılı kalmanızı gerektirir. Siz anestezi altındayken, cerrah karın bölgenizde bir kesik açar ve hastalıklı böbreğin kan damarlarını ve idrar yolunu penslerle sıkıştırır. Donör böbreğin kan damadan ve idrar yolu sizin meshanenize dikilir. Pensler çıkanlınca kan yeniden dolaşmaya başlar ve böbreğiniz yeniden idrar kesesinde biriken idrar üretir.
Hastalıklı böbrek, çıkartılması zor bir ameliyat gerektirdiği ve zararsız olduğu için yerinde bırakılır. Buna ek olarak her ne kadar fonksiyonlan zayıf olsa da hastalıklı böbrek kandaki atıkları süzmeye yardım eder.
Sizin ve doktorunuzun rahatça hissedeceği şekilde, donör böbrek karın bölgesinin iç tarafına dikilir. Yeni böbrek ileride biyopsiyi kolay kılmak için yüzeye yakın bırakılır. Nakledilen böbreğin reddedilip edilmediğini anlamak ve tedavi etmek için genellikle biyopsiye başvurulur.