Deri ve özellikle yenidoğan derisi, çok duyarlı ve dirençsizdir; Öteki tüm yapılar gibi özel bir bakıma gereksinim gösterir. Yenidoğan derisinin birçok önemli işlevi vardır. En önemlisi derinin solunum işlevidir, deri, dış dünyayla oksijen alışverişi sağlar. Aynca vücut deri yoluyla bir miktar su yitirir, terleme bu sıvı yitimini artırır. Suyla birlikte vücut için gerekli olan bazı tuzlar da atılır, ama beslenmeyle yerine konur. Buharlaşma vücudun iç sıcaklığının düzenlenmesine yardımcı olur. Deri çok ya da az miktarda kanla beslendiğinde kızarabilir ya da solabilir.
Aynı biçimde çok ya da az sıvı tutarak o anki gereksinimlere göre daha fazla ya da daha az ısı iletimine izin verir. Örneğin, kışın deri daha az kanlandığından daha soluk ve kurudur. Bu durum daha az ısı dağılımına izin verir ve ısı vücudun iç dokulan için saklanır. Derinin çok önemli bir başka koruyucu işlevi de vücudun iç organlan ile dış ortam arasında ilişki sağlamasıdır. Deri, bakteri ve virüslere karşı da vücudu korur. Savunma, deri yüzeyinde sürekli bulunan mikroorganizmaların hastalık yapıcı dış etkenlere karşı denge oluşturmasıyla gerçekleşir. Bu denge durumu, deri savunması zayıfladığında ya da enfeksiyon ve hastalıklar ortaya çıktığında bozulur.