Baş Dönmesi
Baş dönmesi sübjektif bir duygudur. Buna tıpta vertigo veya dizzines denir. Gerçek başdönmesini yalancısından ayırmak için dikkat edilmesi gereken bazı özellikler vardır. Gerçek baş dönmesi daha az rastlanan bir durumdur ve ancak kulak, göz veya beyincik gibi organların önemli bozuklukları sonucu meydana gelir.Menler sendromu diye bilinen hastalıkta kulaktaki labirent sıvısında yani endolenfte iltihaplı olmayan bir artış veya kanama vardır.
Hastalık genellikle 30-60 yaş arasında görülür. Kulak uğultusu, daha geç dönemde kulak çınlaması (tinnitus) vardır. Baş dönmesi birden başlar ve çok şiddetlidir. Nöbet sırasında göz küresinin nistagmus denen bir çeşit kayma hareketi görülebilir. Hasta yere düşer kıpırdamak istemez, çünkü başın en ufak bir hareketi bile baş dönmesini arttırır. Bulantı ve kusma da vardır. Menier hastalığının nedeni belli değildir. Sekizinci kafa sinirinin kulaktaki labirent ucunun hastalanması söz konusu olabilir.
BAŞ DÖNMESİ ÇEŞİTLERİ
A) Benign Paroksismal Pozisyonel Baş Dönmesi
Baş dönmesinin en sık nedenlerindendir. İç kulağın posterior semisirkuler kanalın uzun koluna, kolayca hareket eden kalsiyum karbonat kristallerinin girmesi neticesinde meydana gelen bir hastalıktırr. Kanal, pozisyonel değişikliklere aşırı derecede duyarlı duruma gelir ve pozisyon değişikliği vertigo ile neticelenir. Kafa travmasının sık bir sekelidir.
BPPV’nin başlangıcı anidir ve birkaç dakika sürer ancak yinelenebilir. Yatakta dönme ya da başı arkaya çevirme gibi başın belirli pozisyonlarını hemen takiben görülen vertigo atakları görülür.
B) Meniere Hastalığı
İç kulağın, sıvı birikimine bağlı , vertigo ile sonuçlanan bir hastalığıdır. Dalgalanan işitme seviyeleri ile beraber vertigo atakları oluşur. Hastalık ilerledikçe kalıcı sağırlık ve kulak çınlaması (çınlama, vızıltı, uğultu, ıslık) gelişebilir, her atak ile sağırlık daha da kötüleşir. Kulakta dolgunluk, bulantı ve kusma, ani düşmeler görülebilir. Ataklar tekrarlama eğiliminde olsa da tedavi altında birkaç sene içinde kararlı hale gelir ve tamamen kaybolabilir.
C) Vestibüler Nörit (Akut Periferal Vestibülopati)
Şiddetli bir biçimde birkaç gün süren ve daha düşük şiddette haftalarca sürebilen, uzamış tek vertigo atağı biçimindedir. Bir ailede birkaç üyeyi etkileyebilir ve genellikle baharda ve yazın erken dönemlerinde görülür.
D) Serebellar Vertigo
Serebellumun, dengesizlik ve baş dönmesi ile sonuçlanan inmesidir (inme şeklinde vertigo.) Ani başlangıçlı baş dönmesi, yürüyüş bozukluğu, mesafe yargısında bozulma, baş ağrısı, bulantı ve kusma olur. Beyin sapında kompresyon gelişir ise akli durumda hızla kötüleşme görülebilir, bu kompresyona bağlı ölüm meydana gelebilir.
E) Vertigonun Diğer Sebepleri
1) Migren: Migren hastalarının yaklaşık yüzde 25’inde vertigo görülmektedir. Vertigo atakları, baş ağrısı öncesinde ya da esnasında ya da bundan bağımsız olarak görülebilir.
2) Vertebrobaziller Yetmezlik: Herhangi bir tetikleyici etken olmadan aniden başlar, birkaç dakika sürer ve yine aniden sona erer. Görme kaybı, çift görme, konuşma bozukluğu, güçsüzlük veya hissizlik gibi eşlik eden septomlar söz konusudur.
3) Serebellopontin Köşe Tümörleri: Genellikle hafif baş dönmesi ve belirsiz bir dengesizlik hissine sebep olur. Tümör, beyin sapı veya serebelluma bası yapacak derecede büyümediği sürece hastalık ilerleme göstermez.
E) Sersemlik Hissi
Tüm nörolojik şikayetlerin en sık olanıdır ve sıklığı yaş ile artar. Bu terimin nasıl betimlendiği tespit edilmelidir. Çoğunlukla sersemlik, baş dönmesi, zayıflık ya da bayılacakmış hissi anlamında kullanıldığı görülmektedir. Hasta tarafından vertigo ya da dönme hissinin illüzyonlarından farklı olarak sallanma hissine benzetilmektedir. Oturur ya da yatar pozisyondan hızla kalkma neticesinde sallanır tarzda sersemlik ve gözde lekeler belirebilir. Hasta, hareketsizliğini sağladığı zaman içinde bulgular azalır.
BAŞ DÖNMESİ VE DENGE BOZUKLUĞUNUN NEDENLERİ
Marmara Üniversitesi Nöroloji Ensitütüsü’nde görev yapan Prof. Dr. Alev Üneri, baş dönmesi ve denge bozukluğunun nedenleri hakkında şu bilgiyi veriyor:
“Baş dönmesi sorunu olan kişilerde genetik bir yatkınlıktan söz etmek mümkün. Sorun vestibüler sistemden kaynaklanıyor. Vestibüler sistem, iç kulak denge sistemi olarak bilinir, bunun sebebi bu sistemin duyu yani algılayıcı organının iç kulaktaki labirent adı verilen organcık olmasıdır. Ancak görme veya işitme duyusunda olduğu gibi iç kulaktaki organcık yalnızca algılama aracıdır, vestibüler sistem olarak adlandırdığımız yapı ise, bu organcık tarafından algılanan verilerin işlendiği ve sonuçlarının ilgili tüm vücut fonksiyonlarına yansıtıldığı santral ve periferal sinir sistemi ağını da içeren yapılar bütünüdür.
Sonuç olarak vestibüler sistemin herhangi bir noktada etkilenmesi baş dönmesi hissini oluşturur. Baş dönmesi ve denge bozukluğunda stres hormonlarının, cinsiyet hormonlarının önemli rolü var. Hastaların ortak bazı özellikleri dikkat çekiyor. Çocukluklarında taşıt tutan, vapura binemeyen, midesi bulanan kişilerde baş dönmesi sorununu erişkinlikte daha sık gözlüyoruz. Kronik denge bozukluğu olarak gelişebiliyor. Bir de bazı ilaçların iç kulaktaki denge merkezini etkilediği denge bozuklukları görüyoruz. Örneğin diyaliz hastalarına verilen antibiyotiklere bağlı denge bozukluklarının tedavisinde de bu yöntemi tercih ediyoruz.”
BAŞ DÖNMESİ VE DENGE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARA ÖNERİLER
Baş dönmesi ve denge bozukluğu sorununu, uykusuzluk, hatalı beslenme ve hareketsizlik de tetikleyebiliyor.
Prof Dr. A. Üneri, hastalara şunları öneriyor.
. Her gün düzenli 8 saat uyku uyumaya özen gösterin.
. Bol lifli bir beslenme biçimini benimseyin. Kabızlık sorunu yaşamamak için önlem alın.
. Diyetinizde tuzu azaltın.
. Yaşamınızda size stres yaratan faktörleri azaltmaya çalışın.
. Alkol, kafein ve sigaranın baş dönmesini tetikleyebileceğini de aklımızda bulunduralım.
. Baş dönmeniz ve denge bozukluğunuz hala sürüyorsa mutlaka doktora başvurun.