Çocuklarda görülen şişmanlığı kuramsal olarak açıklayan psikolojik kökenli bir mekanizma da ağızcıl (oral) dönemin tam olarak aşılamamasından kaynaklanır. Freudcu psikanaliz kuramına göre, çocuğun ruhsal ve cinsel gelişmesinde bütün ilgisinin ağızcıl hazlar üzerine yoğunlaştığı ilk 1-1,5 yıllık evre ağızcıl dönem adıyla tanınır.
Ağızcıl dönemin aşılması ve bu tip dürtüleri denetleme becerisi çocukluğun erken dönemlerinde öğrenilir. Çocuğun bütün hazları ağız yoluyla tatma alışkanlığından kurtularak normal gelişimini sağlayacak yeni doyum olanaklarının yeterince yaratılamaması, yetersiz eğitim, davranışların aşırı biçimde denetlenmesi besin alımındaki özdenetimin gelişmesini bozabilir.
Bu bozukluk ergenlik ve gençlik dönemlerine de taşınabilir. Beslenme bozukluğunun ruhsal etkenlere bağlı olduğu bu olgularda, beslenme alışkanlığıyla ilgili özdenetimi geliştirmeye yönelik tedavi girişimleri büyük yarar sağlar.
• Metabolizmayla ilgili başka tedaviler - Rejim yapmadan önce, şişman kişilerde görülen ve beslenmeye bağlı olan, kanda yüksek üre, azot ya da lipoproteinlerin ilaçla tedavisine gerek yoktur. Genellikle zayıflama bu tip bozuklukları yeterince düzeltir.
Tedaviden sonra da bu tip bozukluklar sürerse, bunları ayrıca tedavi etmek gerekir.
Görece ve hatta önemli ölçüde yüksek tansiyonun görüldüğü, yani sistolik ve/ ya da diyastolik değerlerin yüksek çıktığı olgularda ise ilk kiloların verilmesiyle birlikte tedaviye geçilebilir.