Göz yuvarlağının on yuzu ile goz kapaklarının arka yüzünü örten, onları goz yuvarlağına bağlayan ince zara konıonktiva denir. Konjonktiva kendi salgısı ve göz yaşı yardımıyla daima ıslak ve nemlidir. Bazan bu sekresyon kurur, çapaklanma dediğimiz durumu meydana getirir. Konjonktivanın iltihabına ise konionktıvıt adı verilir.
Bazı meslek sahiplerinde gözde kanlanma yani konıonktivada hiperemı olabılir Dış etkenlere açık olan göz, tahrişlerle sık sık ve kolayca kızarabıiır Güneş, yapay ışın veya uzun zaman ateş karşısında kalanlarda, toz ve rüzgâra karşı duranlarda, alkoliklerde ve kırılma kusuru olanlarda her zaman kanlanma görülebilir. Bunlara konjonktivit denmez. Bazen bir darbe sonucu veya gözün diğer tabakalarının iltihabında (akut iritis, akut glokom) da konjonktivada kanlanma olur. Akut kataral konjonktivit denen göz nezlesinin etkeni bir basildir. Tedavisinde çinko sulfatlı ve sulfamidli göz damlaları kullanılır. Yeni doğan çocuklarda 3. günden sonra görülen pürülan konjonktivit, annenin doğum kanalındaki mikroplardan meydana gelebilen ve körlüğe bile neden olabilen tehlikeli bir gonokok enfeksiyonudur. Çocuklan bu hastalıktan korumak için yeni doğanların gözlerine gumuş nitrat solüsyonu damlatılması yöntemi (Crede metodu), yıllardan beri doğum kliniklerinde uygulanmaktadır. Purulan konjonktivitin tedavisi için penisilinli ve sulfamidli ilaçlar kullanılır. Yetişkinlerde daha başka mikropların, virüslerin neden olduğu değişik konjonktivitler vardır ve bunlar ancak göz doktorlarınca teşhis ve tedavi edilebilirler.