Alerji olgularında kalıtsal bir yatkınlık söz konusudur. Ama ortam da çok önemlidir. Bu nedenle alerji olasılığını artıran etkenlerin zamanında saptanması gerekir.
Alerjik hastalıklar, nedenleri ve klinik özellikleri açısından çok çeşitlidir; vücudun yalnızca bir sistemini (solunum, sindirim, deri vb) etkileyen bölgesel tipleri olduğu gibi, birden çok sistemi etkileyen yaygın tipleri de vardır. Kolaylıkla ortaya konabilecek nedenlere (ilaçlar, besinler, çiçektozu vb) ya da yapısal etkenlere bağlı olarak gelişebildiği gibi bilinmeyen bir nedene ya da psikolojik duruma da bağlı olabilir. Alerji bazen yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkar. Bu nedenle kolaylaştırıcı etkenlerle karşılaştığında alerji gelişme tehlikesi yüksek olan çocukların önceden saptanması çok önemlidir.
Alerji tanısı zamanında koyulursa iyileşme olasılığı yüksektir; yeterli ve doğru tedaviyle hastalığın ağırlaşması önlenebilir.
KALITIM
Alerjilerde kalıtsal bir yatkınlığın söz konusu olduğu artık kesinlikle bilinmektedir. Son araştırmalar çocukta alerji olasılığı açısından şöyle bir tablo ortaya koymuştur:
• Anne ve baba alerjikse yüzde 47;
• anne babadan yalnız biri alerjikse yüzde 29;
• anne babanın ikisi de alerjik değü! yüzde 13.
Günümüzde bazı özel inceleme yöntemleriyle kalıtsal özellikler saptanan alerji tehlikesi belirlenebilmektedir.
Alerjiye yatkınlık tek bir alerjik hastalıkla İlgili olarak değil, genel anlamlı kullanılan bir kavramdır. Bir başka dyişle anne ya da babada besin alerjisi o duğu halde çocukta başka bir aleni hastalık, örneğin saman nezlesi ortaya çıkabilir. Yani kalıtımla geçen yalnızca yatkınlıktır ve çocuk doğduğunda yalnızca alerjik bir hastalığa yakalanma eğilimini taşır. Hastalığın ortaya çıkması içinse bazı kolaylaştırıcı etkenleri bulunması gerekir.
KOLAYLAŞTIRICI ETKENLER
Yenidoğanın erken doğmuş (prematüre) olması: Alerjiyi kolaylaştıran en önemli etkendir. Özellikle* sindirim kanalının tam gelişmemiş olması çok önemlidir; böylece besinlerle gelen sindirilmemiş proteinler emilerek kana geçer. Bu yüzden alerji tepkimesine neden olabilen balık ve yumurtanın erken doğan çocuklara daha geç verilmesi gerekir. İnek sütüyle beslenmenin de alerjiye yol açtığı belirlenmiştir.
Virüs enfeksiyonları: Sütçocuğunda virüs kökenli bronşit çoğu kez astıma benzer bir klinik tabloyla ortaya çıkar. Virüse bağlı bronş iltihaplarının ardından astım gelişen çocuklara da sık rastlanır.
Gebelik sırasında annenin beslenmesi: ‘Annenin alerjik duyarlılık yaptığı kabul edilen çilek, kabuklu deniz ürünleri gibi besinleri yemesinin dölütte de alerjik duyarlılığa yol açabileceği düşünülmektedir.
Doğum ayı: Bazı araştırmalar ilkbahar ve sonbaharda doğan bebeklerde çiçektozlanna karşı alerjinin (saman nezlesi) daha erken ve güçlü biçimde ortaya çıktığını göstermektedir.
Ortam: Memeden erken kesilen, alerjik maddelerin (toz, hayvan kılı, çiçektozu vb) bol bulunduğu, hava kirliliğinin yüksek olduğu yerlerde yaşayan ve çevresinde sigara içilen çocuklarda alerji oram daha yüksektir.
ALERJİK ÇOCUĞUN GELECEĞİ
Bebeklik çağında astıma yakalananların büyük bölümü ergenlik döneminde iyileşir. Bazı olgularda ise astım, iyi tedavi edilse bile erişkin yaşta da sürer ve tüm yaşamı etkiler. Alerjik çocuğa küçük yaşlardan güven duygusu aşılayıp bedensel ye zihinsel yeteneklerinin bilincine varması sağlanmalıdır; yaşam boyu sürebilecek olan bu hastalık bir dert kaynağı olarak görülmemeli ve çocuğa, kendisini fazla kısıtlamadan bu hastalıkla nasıl yaşayacağı öğretilmelidir. Oyun ya da spor seçiminde yasaklar koymak yerine, daha dikkatli olması önerilmelidir.
Kentte yaşayanlar için meslek seçimi olanakları daha geniştir. Ama fırıncılık, hayvansal ürünlerle ilişkili işler (dericilik, kürkçülük vb), tozlu ortamlarda çalışmayı gerektiren işler (marangozluk, halıcılık vb), aynca tekstil, kimya ve metalürji sanayilerinde çalışma önerilmez. Alerjik kişilerin nemli ve hava kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerde çalışmaktan ve yaşamaktan da , kaçınmaları gerekir. Ama alerjik ve astımlı kişileri yalnızca büro işi yapmaya zorlamak da doğru değildir. Sanayide kullanılan yöntemlerin giderek gelişmesi, çalışma ortamlarının bakım ve temizliğinde sağlanan ilerlemeler seçenekleri genişletmektedir.
Alerjik çocuğun yaşadığı ortamlarda uyulması gereken kurallar
• Evdeki tozların alerji yapma olasılığı yüksektir. Yünlü (halılar, örtüler vb), pazen (pijama, gecelik vb) ya da kadife (perde, koltuk döşemesi vb) kumaşların, hayvansal ya da bitkisel kökenli malzemeden oyuncakların, güneşlik gibi çok toz tutan eşyanın kullanımı en aza indirilerek evde toz birikmesi önlenebilir.
• Odanın her gün nemli bir bezle tozunun alınması ve haftada bir iyice temizlenmesi gerekir.
• Vantilatörler genellikle çevreye toz ve küf yayılmasına neden olduğundan kullamlmamalıdir. Çocuğun alerjisi çiçektozlarının solunmasından kaynaklanıyorsa, havada çiçektozu bulunan mevsimlerde odanın pencereleri kapalı tutulmalıdır. Bu durumda klima kullanılması yararlıdır, ama filtreleri iyi temizlenmeli ve sık sık dsğiştirümelidir. Kurak İklimli bölgelerde ve kışın kaloriferli apartmanlarda havayı nemlendirecek bir aygıt kullanılmalı, ama nem oranının yüzde 4O’ı aşması önlenmelidir.
• Alerjik çocuğun odasında palto, kürk gibi eşya bulundurulmamalıdır.
• Çocuk kiler ve tavanarası gibi tozlu yerlerden uzak tutulmalıdır