Soluk alıp vermenin güçlükle yapıldığı zorlu solunuma nefes darlığı, tıptaki adı ile dispne denir. Normalde bilinçsiz ve rahatça yaptığımız fizyolojik bir olay huzursuzluk içinde ve zor olarak yapılır bir hale gelmiştir. Normal solunum hareketi sinir sisteminin bir bölümü olan bulbustaki solunum merkezinden yönetilen bazı reflekslerle (Hering-Breuer refleksi) düzenlenerek kendiliğinden (spontane) devam eden, yaşam bakımından önemli bir olaydır. Soluk alma (inspırium) aktif, soluk verme (exprium) ise pasif olarak cereyan eder.
Normalde, dakikada 14-18 defa soluk alıp veririz. Yenidoğanda ise doğumla başlayan solunum dakikada 44 kadardır. Bir defada ortalama 500 cm3 hava soluruz ki buna solunum hacmi (tidal volum) adı verilir. Dakika solunum hacmi, maksimal solunum kapasitesinin % 30’unu geçince (yani 50 İt.) hasta nefes darlığından şikâyet eder. Solunum yedeği azaldığından bu eksikliği gidermek için çok kere solunum hızlanır ki buna (polypnea) veya taşipne adı verilir. Bunun tersi olarak solunum sayısının daha da azalması (bradipne) üremi ve diyabet komaları ile daha ağır zehirlenme olaylarında görülür.
İç çekme (sighing respiration) dediğimiz olayda normal solunum ritmi derin bir soluk alma ile kesilmiştir. En çok sinirli kimselerde görülür, dispne sayılmaz.
Solunumun yarıda kesilmesi plevra iltihap, larında, kaburga kırıklarında, kaburgalar-arası sinir ve adale ağrılarında görülür.
Hem ritm hem de solunum derinliğinin değiştiği düzenli olmayan solunum (Biot solunumu) ve periyodik olarak solunumun derinleştiği periyodik solunum (Cheyne-S-tokes solunumu) gibi solunum biçimleri bazı hastalıkların belirtileridir. Birçok kalp hastalığında, özellikle sol kalp yetmezliğinde bu tip solunum şekli karakteristiktir.
Ölüme yakın hastalarda görülen gürültülü trakeal solunum (stetor) öksürük reflekslerinin kaybolması sonuou trakeada biriken salgılar sonucu meydana gelir.
Üst sotunum yollarının daralma ve tıkanmalarında (angin, difteri, alerjik larenks ödemi, yabancı çişim), akciğer içi bronşların daralma ve tıkanmalarında (astım bronşiale, boğmaca, akut bronşit, anfizem, atelektazi, bronş kanserleri, pnömoni, akciğer ambolisi ve infarktüsü)ve plevra hastalıklarında (plörezi, pnömotoraks) dispne meydana gelir.