Akupunkturun amacı qi adı verilen yaşamsal gücün bütün vücudu serbestçe etkileyebileceği dengeyi yeniden kurmaktır. Belirli bir organ ya da sistemde bu dengenin bozulması hastalık biçiminde ortaya çıkar ve organın aşırı ya da yetersiz çalışmasına yol açar.
Teknik
Akupunkturun başarısı her şeyden önce uygulama noktalarının doğru seçilmesine bağlıdır. Bundan sonra kullanılacak iğnenin cinsi ve belirlenen noktalar üzerinde nasıl kullanıldığı önem taşır.
Noktaların saptanması büyük dikkat gerektirir ve kesin tanı koyulması anlamına gelir. Bu bakımdan geleneksel Çin tıbbı ile çağdaş Batı arasında önemli bir fark yoktur. Her ikisinde de bütün tanı araçları (hastanın geçmişi, muayene, ruhsal durum değerlendirmesi vb) kullanılarak hastalığın niteliğinin ve etkilediği organ ya da kanalların belirlenmesine çalışılır.
Aralarındaki asıl fark, koyulan tanının hastalığın nedeni ve oluşma süreci açısından yerleştirildiği kuramsal çerçeveden ve uygulanan tedaviden kaynaklanır.
Geleneksel Çin tıbbında hastalıklar iki büyük sınıfa ayrılır: Etkilenen organların aşırı çalıştığı shi tipi hastalıklar yetersiz çalıştığı xu tipi hastalıklar.
Shi hastalıkları genellikle akut niteliktedir; hastanın genel durumu iyidir; yüzde kızarma, huzursuzluk, nefes darlığı, öksürük ve balgam artışı, kaba ve pürüzlü dil yüzeyi, kuvvetli ve hızlı nabız gibi klinik belirtiler görülür. Xu hastalıkları ise kroniktir. Hastanın genel durumu kötüdür; bitkin, çevresine karşı ilgisiz, solgun, solunumu zayıflamış, terli, dili soluk ve paslı, nabzı zayıf ve yavaştır. Geleneksel Çin tıbbında hastalığın nedenleri arasında dış etkenler (rüzgâr, soğuk, sıcak, nem, kuruluk, ateş) ve iç etkenler (neşe, üzüntü, hüzün dehşet, şaşkınlık, şok) olmak üzere bir ayrım yapılır.
Hastalıkların tedavisi son derece aynlandırılmış olmakla birlikte bu genel ölçütlere denk düşer. Hastalık shi olduğunda bastına (xie), xu olduğunda ise uyarıcı (bu) tedavi uygulanır. Akupunktur her iki grup hastalıkta da yararlıdır.
Tanı koyulduktan sonra belli kurallara uyularak girişimin yapılacağı noktalar seçilir. Ayrı ayrı bakıldığında basit görünen bu kuralların bir arada uygulanması ise gerçekte çok karmaşıktır. Doğru uygulamayı öğrenmek için uzun bir deneyim gerekir.
Girişimde bulunulacak noktaları seçmek için kullanılan başlıca dört kural vardır:
• Kanallar boyunca yer alan uzak noktaları seçmek: Hastalığın hangi organda ya da bozukluğun hangi kanalda bulunduğu saptanınca, ilgili kanala göre dirsek ya da diz altında noktalar seçilir. Örneğin, karnın üst bölgesindeki rahatsızlıklar için mide kanalında 36. noktaya girişimde bulunmak uygundur; bu nokta kaval kemiğinin ön çıkıntısının bir parmak ötesinde yer alır.
• Hastalık yerinde ya da bitişiğindeki noktaları seçmek: Lezyonun ortaya çıktığı bölgede ya da onun hemen yakınında bulunan noktalar kullanılır. Örneğin diş ağrısında ya da altçeneyi etkileyen hastalıklarda, mide kanalında 6. noktaya girişim yapılabilir. Bu nokta altçene kemiği köşesinin dışa doğru yukarsında yer alır. Girişim noktasının belirlenmesinde genellikle çeşitli olasılıklar dikkate alınır.
• Belirtilere göre noktalar seçmek: Çeşitli kanallardaki birbirine bağlı değişik noktalara uygun girişimlerde bulunulmasıyla birçok hastalık belirtisinin giderilebildiği görülmüştür. Akupunktur bu yönüyle çağdaş Batı tıbbında asıl hastalığın belirtilerinin hafiletilmesine yönelik (semptomalik) tedavilere benzer.
• Özgül noktaları seçmek: Özgül noktalar şunları kapsar: Kol ve bacaklardaki shu noktaları, yuan (kaynak) noktaları, ‘ suo (bağlantı) noktaları, xi (ayrık) noktaları, arka shu noktaları, ön mu noktaları. Bu noktaların karmaşık bileşimleri akupunkturda geniş tedavi olanakları sağlar.
Aşağıda Pekin Geleneksel Tıp Akademisi’nin Akupunktur Kuramı ve Uygulaması Elkitabı’ndan alınan iki örneğe yer verilmiştir. Bu örnekler yalnızca seçilen yöntem değil, bu tedavi yönteminin ne kadar kesin kurallara bağlı olduğunu da göstermektedir.
Akut bronşit. Başlıca noktalar akciğerin kanalının üzerinde belirlenir. Bunlara yuan noktalarıyla suo noktalarının bileşimi temelinde başka noktalar da eklenir.
Uygulama akciğer kanalında 5. noktanın, kalınbağırsak kanalında 4. noktanın ve gene akciğer kanalında 7. noktanın orta düzeyde ya da güçlü bir biçimde uyarılmasını kapsar. Belirtilere göre de ateş için arka orta kanalında (du) 14. nokta, boğaz ağrısı için incebağırsak kanalında 17. nokta ve aşırı salgı için mide kanalında 40. nokta seçilir. ;
Bel ağrısı. Başlıca noktalar idrar kesesi kanalının üzerinde belirlenir. Uygulama idrar kesesi kanalında 23. ve 40. noktalann, ek kanalda 21. noktanın ve incebağırsak kanalında 6. noktanın uyarılmasını (kas çekilmesi durumunda kuvvetli, romatizmada hafif) kapsar.
Belirtilere göre de omurgada ağrı olduğunda arka orta kanalında (du) 26. nokta, kas çekilmesi olduğunda incebağırsak kanalında 3. nokta uyarılır; kas romatizmasında ise idrar kesesi kanalında 23. noktaya moksa uygulanır. Hasta sağlığına kavuşuncaya değin her gün ya da günaşrı girişimlerle iğneler 15-20 dakika tutularak tedavi sürdürülür. Uygulama sırasında hasta acı duymaz; yalnızca hafif bir sıkıntı duyar.