Akıntı
Akıntı kadınların cinsel birleşme organı olan vajinanın enfeksiyonlara karşı bir korunma mekanizmasıdır. Yetişkin bir kadın vajinasında normal olarak bulunan bakteriler, özellikle Döderlein basilleri, vaginanın dökülen epitel hücrelerindeki glikojeni laktik aside çevirerek serviksin alkajen olan salgısını dengeleyerek vagende PH kadar asit bir ortam sağlarlar. Kadınların % 10-15 kadarının vaginasında müküs salgılayan bezler de bulunur. Bu asit ortam ve bakteriler, diğer mikroorganizmalara karşı korunmayı sağlamak üzere vaginanın temizlik derecesini belirler. Kız çocuklarında puberte dediğimiz ergenlik çağına kadar bu engel henüz oluşmadığından çeşitli mikroorganizmalar (gonokok, streptokok, pnömokok, E. coli, Candida albicans, trikomonas v.b.) vajinaya girebilir ve akıntıya (Lökore) neden olabilirler. Kadınlarda menopozdan sonra hormonal yetersizliğe bağlı pembe renkte seröz akıntı görülebilir. Vaginaya sokulan yabancı cisimlerin de her yaşta iltihap ve akıntıya neden olabileceği de unutulmamalıdır.
Beyaz, berrak, sümük şeklinde (mucoid) kokusuz akıntı normal östrojen hormonu varlığında yumurtlama belirtisi olarak her sağlıklı kadında görülür. Tıptaki Latince adı Fluor albus’dur. Gebelikten korunma hapları alanlarda bu akıntı artabilir. Beyaz peynir kırıntısı şeklinde (lor peyniri), küf kokusunda ve fazla miktarda olan akıntt mantar enfeksiyonunu, beyaz, süt renginde kıvamlı akıntı, kollum iltihabını gösterir. Trikomonas denilen tek hücreli parazitlerin neden olduğu iltihapta (trikomonasis) sarı-yeşil renkte köpüklü ve pis kokulu bit akıntı olur. Kahverengi, sulu, küf kokulu akıntılar iç ve dış cinsel organların çeşitli iltihaplarında, veya tümörlerinde ilk belirti olarak görülür. Bu tip akıntılar kadınların doktora başvurmalarını gerektiren nedenlerin başında gelir.
Akıntılar nedenlerine göre doktor tarafından verilecek ağızdan veya vaginal yoldan kullanılan ovul, tablet, krem şeklindeki çeşitli ilaçlarla tedavi edilirler.