Ailevi Akdeniz Humması
Bu hastalık, herediter yani kalıtımsal bir hastalıktır. Çocukluk çağında başlar ve ömür boyu devam eder. Nedeni tam olarak aydınlatılamamıştır. Karın ağrısı ve ateşle başlar. Peritonit samlabilir. Ayrıca sırt ve göğüs ağrıları, eklemlerin şişmesi de görülür ve bu belirtiler nöbet şeklinde düzensiz olarak haftada veya ayda bir tekrarlar. Bu yüzden tekrarlayıcı selim peritonit (periyodik hastalık) adı da verilmiştir. Karın ağrısı ile ateşin aynı zamanda başlaması akut apandisitten ayırt edilmesini sağlar. Burada da lökositoz vardır ve sedimantasyon hızlıdır. Tedavide kolşisin uygulanmaktadır.
Solunum gazlarının değişimi, akciğerlerdeki hava keseciklerinde (alveol) gerçekleşir. Ciğerlere çekilen havadaki oksijen her hava keseciğinin çevresindeki mavi kılcal damarlardaki karbondioksitle değiştirilir ve daha sonra karbon dioksit solunum havası ile dışarı atılır.
hayatî fonksiyonlardan biridir. Normalde solunum sayısı dakikada 16 – 20’dir. Solunumun hızlanması (takipne) veya yavaşlaması (bradipne) organizmanın alkali dengesi ile ilgili reflekslerle (feed-back mekanizması) düzenlenir. Solunumu güçleştiren hastalıklarda (kalp hastalığı, astım, anemi v.b.) meydana gelen zer ve sıkıntılı soluk alıp vermeye nefes darlığı (dispne), ancak ayakta veya oturur durumda nefes alabilmeye ortopne solunumun durmasına ise apne adı verilir.
Ağız ve burun yoluyla alınan hava soluk borusuna yani trakeaya girer, bronşlar yoluyla dallara ayrılarak alveol keseciklerine gelir. Akciğerlerde 100 m-‘ye varan
bütün alveol yüzeyi ile akciğerlerin kapiller ağı arasında başlayan gaz değişimi sonucunda oksijen, diffüzyonla kopiller damarlara, karbon dicksit ise alveol boşluğuna geçmektedir.
Öksürük, solunum yollarının acık tutulmasını sağlayan istemli veya kendiliğinden oluşan bir savunma refleksidir. Öksürük birçok hastalıkların erken semptomu olduğu için önemli bir belirtidir. Akut, yani birden ortaya cıkon öksürükler; bronşit, pnö-moni, farenjit, larenjit, astım, saman nezlesi ve solunum yollarına kaçan yabancı cisimler sonucu meydana gelir. Kronik yani uzun süre devam eden ve bol balgamlı öksürükler tüberküloz, bronşektazi, akciğer apsesi, akciğer veya bronş kanseri gibi hastalıkları akla getirmelidir. Bununla birlikte sigara içenlerde, kronik bronşit, larenjit ve farenjiti olanlarda da devamlı ve kuru bir öksürük vardır.
Bronşların herhangi bir nedenle basınca uğrayıp kısmen ya da tamamen kapanmasına ve akciğerlerin o bölgede kollapsa uğramasına atelektazi denir. Bu durumda olan o lop ve segmentte akciğer hava kesecikleri havasızdır. Havasız kalan akciğer alanının büyüklüğü derecesinde yüzde bir kızartı (siyanöz), nefes güçlüğü ve ağrı vardır. Çevredeki bronşlar ise bu daralmayı karşılamak üzere genişlemiş (bronşektazi) ve zamanla fibröz doku artmıştır. Çok kere enfeksiyon ve nefes darlığı beraber bulunur. Kırk yaşını aşmış erkeklerde meydana gelen atelektazi, bronş kanserinin belirtisi olabilir.
Bebeklerde doğuştan bronşektazi bulunabilir veya sonradan kızamık, pnömoni gibi hastalıklar sonucu gelişebilir.