Arkadaşlarımdan daha az yiyorum, spor merkezinden çıkmıyorum, ömrüm zayıflama diyetleri ile geçiyor ve buna rağmen iki adım ileri bir adım geri gidiyorum diyorsanız bu yazıyı mutlaka okumalısınız.
Atalarımızdan bize miras kalan tutumlu genlerimiz nedeni ile insanoğlu dışardan aldığı fazla enerjiyi kıtlıkta kullanılmak üzere depolama eğilimindedir. Son yüzyılda teknolojinin ilerlemesi ile birlikte insan hayatı çok kolaylaşmıştır. Ortalama yaşam süresi uzamasına rağmen eskiden olmayan bir çok hastalıkla günümüz tıbbı karşı karşıya kalmış ve bu hastalıklar tanımlanarak tedavi yöntemleri geliştirilmiştir. İşte günümüzde biz doktorların en fazla uğraştığı hastalıkların (diyabet, tansiyon yükseklikleri, kan yağı yükseklikleri,eklem problemleri, adet düzensizlikleri…) temel nedeni şişmanlıktır.
Şişmanlığın temel nedeni ise alınan ve tüketilen enerji dengesizliği ile birlikte çeşitli metabolik rahatsızlıklardır.
Fazla kiloları ile uğraşan birçok insanın aklına, zayıflama deyince, açlık çekme, sevdiği yiyeceklerden uzaklaşma ve sevimsiz spor merkezlerinde geçirilmesi gerekli saatler gelir. Her defasında yeni mucize bir diyet programı bulunur ve insanlar kendilerine belirli bir süre belirleyerek acı çekerek sosyal ortamlarından uzaklaşarak kilo vermeye uğraşırlar. Bu uğraşı sonucu doğal olarak kilo kaybedilebilir, ancak verdiğiniz kiloları fazlası ile geri alıyorsanız, kendinizi sürekli aç hissediyorsanız, herşeyden vazgeçerim ama tatlıdan asla diyorsanız, ailenizde şeker hastalığı varsa bir an önce şeker metabolizması bozuklukları açısından araştırılmanız gerekiyor demektir.
Dünyadaki ortalama 220 milyon
Tip 2 Şeker hastasının %80′i şişmandır. Şeker hastalığını şeker metabolizması bozukluklarında son nokta olarak düşünürsek, bir önceki basamak gizli şeker hastalığı dönemi, ondan önceki dönem de şeker düşüklüğü yani reaktif hipoglisemi dönemidir. Yani kan şekerinin yükselmesi ile karakterize olan şeker hastalığının ilk basamaklarında kan şekeri düşüklüğü görülür. İnsülin hormon salgısında anormallik olduğu için normalde kan şekerini 70-110 mg/dl arasında tutan vücut bu ayarlamayı yapamaz ve özellikle şeker yükü yüksek yiyecekler yendikten bir müddet sonra kan şekeri 70′lerin altına iner. Kişi bunu aşırı acıkma olarak algılayıp tekrar yeme ihtiyacı duyar.
Şeker düşüklüğü olan bu kişilerde tatlılara, çikolatalara aşırı bir eğilim, açlığa dayanamama, sürekli aç hissetme nedeni ile yeme ve hatta geceleri uykudan uyanıp yeme eğilimi görülebilir. İlerleyen dönemlerde ise bu yemenin sonucu olarak şişmanlama ve şeker hastalığının ortaya çıkması kaçınılmaz olur. Toplumdaki en büyük
şişmanlık nedenlerinden biri olan şeker düşüklüğü tanısı konulmadan, kişi diyet uzmanına başvurup düşük kalorili bir diyetle zayıflamaya başlarsa çok büyük bir hata yapar. Çünkü temel sorun olan açlık açlıkla tedavi olmaz. Yani zayıflamaya karar vermeden önce muhakkak şişmanlığın nedeni ortaya çıkarılmalıdır. Şeker metabolizması bozuk, tiroid bezi az çalışıyor veya genetik bozukluk var olabilir.
Bu gibi durumlarda erken tanı konulup tedaviye başlandığında hiç acı çekmeden, aç kalmadan kendiliğinden fazla kiloların yok olduğu ve ileride şeker hastalığının gelişmediği görülür.
ŞEKER DÜŞÜKLÜĞÜ OLANLARA ALTIN ÖĞÜTLER
Kan şekeri yemekten 3 saat sonra düşmeye başlar, o nedenle 3-4 satten fazla aç kalmayın
Zayıflamaya karar verdiğinizde bunun bir metabolik rahatsızlıktan kaynaklanab,leceğini düşünerek mutlaka doktorunuza danışın
Kan şekerini hızla yükseltip arkasından ani düşmesine neden olan basit şekerlerden Sofra şekeri, (bal, pekmez, çukulata, şerbetli hamurlu tatlılar gibi) kaçının
Şeker yükü fazla olan muz, incir, üzüm, patates, havuç gibi meyve ve sebzeleri süt veya yoğurtla birlikte tüketebilirsiniz
Kan şekerim düştü elim ayağım titredi dediğiniz anda asla tatlı yemeyin, peynir ekmek daha iyi bir seçimdir. Kan şekeri düşüklüğünde sadece tatlı yiyebilecekler insülin kullanan şeker hastalarıdır.
Kan şekerinin hızlı yükselmesini önlemek için kepekli ekmek, bulgur, kepekli pirinç ve kepekli makarna iyi seçimlerdir. Beyaz undan yapılmış besinlerin tercih edilmemesi gerekir (poğaça, börek, pasta gibi)
En iyi insülin dengeleyicisi egzersizdir, ancak egzersize asla aç başlamayın.Yemekten 1,5-2 saat sonra egzersiz yapmak iyidir. Veya egzersizden hemen önce 1 bardak az yağlı sütle 1 adet meyve yenilebilir.
Hazır meyve sularından, şeker içeren limonatalardan ve aşırı çay ve kahveden kaçınmak gerekir. Canınız şeker istediğinde taze meyvelerden yararlanabilirsiniz.
Kaynak
Uzm. Dr. Ayça KAYA
İç Hastalıkları Uzmanı