Atopik bünyeli dediğimiz
saman nezlesi, alerjik egzama ve astım gibi
alerjik hastalıkların daha sık gözlendiği kişilerde, bahar aylarıyla beraber alerjik deri hastalıklarına da daha sık rastlanır. Bu hastalıkların başında halk arasında kurdeşen de denilen ürtiker gelmektedir. Baharla birlikte çiçeklerin açması, çimenlerin yeşermesi, polenlerin havaya dağılması
kurdeşen riskini artırmaktadır.
Alerjiyi tetikleyen faktörler ki bunlar gıdalar, ev tozu, stres ve daha pek çok faktör olabiliyorsa, bu faktörlerle temasın en aza indirgenmesi hastalığın alevlenmesi olasılığını azaltacaktır. Alerjik eğilimi olan kişiler mutlaka düzenli tıbbi yardım almalı ve tedavilerini tam uygulamalıdırlar.
Baharla birlikte artan bir diğer grup dermatolojik hastalık da güneş ışınlarının zararlı etkileri sonucunda ortaya çıkan hastalıklardır. Güneşin zararlı etkileri arasında güneşe maruz kalan bölgelerde deri döküntüleri oluşması, koyu lekelerin ortaya çıkması, güneş yanıkları ve uzun vadede derinin kötü huylu tümörlerinin oluşumu ile ciltte kırışıklık oluşumu ile birlikte erken cilt yaşlanması sayılabilir. Bu nedenle baharla birlikte daha yoğun ve güçlü olan güneş ışınlarına maruz kalmamak için korunma önlemlerine daha çok dikkat etmek gerekir. Bu amaçla öncelikle dışarı çıkarken cilt tipimize uygun bir güneş koruyucu krem kullanmalı, güneşin dik geldiği saatlerde açık havada dolaşılmamalı, olabildiğince açık renkli, ince, havadar, uzun kollu, pamuklu giysiler giyilmeli, gerekiyorsa şapka, güneş gözlüğü, ve şemsiye kullanılmalıdır.
Bahar aylarındaki hava durumundaki dengesizlik ruhumuza ve bedenimize de yansır. Tepkilerimiz çabuk değişir. Çabuk sinirleniriz, hemen arkasından duygulanır üzülürüz. Bu ani değişikliklere uymakta en zorlanan, bağışıklık sistemimizdir. Bağışıklık sisteminin, bu değişimlerle ve özellikle bu mevsimde, havada bolca bulunan viral elemanlarla mücadelesi, bedenimize değişik biçimlerde yansır.
Pityriasis rosea denilen
deri hastalığı bahar aylarında bu saydığımız nedenlerle sıkça görülmektedir. Halk arasında madalyon ya da
gül hastalığı olarak bilinen bu hastalık, tam olarak bilinmese de viral enfeksiyonlarla ilişkilendirilmiştir. Viral enfeksiyonlardan sonra çıkan, geç bir tepki olduğundan, genellikle o rahatsızlık ya unutulmuştur ya da ayakta geçirildiği için farkına bile varılmamıştır. Hastalığın bilinen özel bir tedavisi yoktur. Kendi kendine iyileşmektedir.
Baharın ılık ve aydınlık günlerinin ruhumuzda yaptığı yenilenme ve canlanma ile birlikte cildimizi yenilemek gerekmektedir. Kışın kendini hissettiren soğuk havalar, cildi nemsiz bırakarak kurumasına yol açar, mat ve solgun görünmesine neden olur. Bu yüzden baharla birlikte önlem almak gerekir. Cildi nemlendirmek amacıyla cilt tipine uygun nemlendiriciler, yenilemek amacıyla da dermokozmetik ürünler kullanılmalıdır. Kışla birlikte kabalaşan cildimizi yenilemek amacıyla bazı dermatolojik işlemler uygulanabilir. Bunlar arasında derin ve yüzeysel kimyasal peeling, cilt bakımı, lazerle cilt yenileme işlemleri sayılabilir.