Kışın gelmesiyle, özellikle hapşırma, boğaz kuruluğu, burun akması ve kırıklıktan şikayetler artıyor.
Soğuk algınlığı ve gribin fiziksel olarak üşüme ile bir ilgisi olup olmadığı uzun zamandır tartışılır. Aslında bağışıklık sistemimiz güçlüyse, biraz üşümekle hasta olmuyoruz.
Virütik hastalıklar soğuktan çok diğer insanlarla yakın temastan bulaşıyor:
Grip özellikle sonbahar ve kış hastalığıdır. Bu mevsimlerde kapalı ortamlarda vakit geçirmeye başlarız ve virüsler kolayca birbirimize bulaşır. Nem de önemli bir etkendir. Grip virüsleri kuru havayı daha fazla severler. Yaşadığımız ortamları ısıtmak için çalıştırdığımız cihazlar
burnumuzun içini ve boğazımızı kuruturlar. Bu da infeksiyonlara davetiye çıkarır.
Kendimizi virütik hastalıklardan korumanın en etkili ve kolay yolu;
-Elden geldiğince açık havada vakit geçirmek
-Bulunduğumuz her ortamda havayı nemlendirmek
-Aşırı sıcaktan kaçınmak
-Ve ellerimizi sabunlu suyla yıkamaktır. Bu sandığınızdan daha önemlidir çünkü soğuk algınlığına yol açan virüsler cildin üzerinde 3 saat süreyle canlı kalırlar.
Bizi hemen iyileştirmese de savunma sistemimizi vitamin ve minerallerle güçlendirmemiz gerekir. Özellikle C Vitamini, A vitamini, çinko ve ekinezya bu mevsimde en iyi dostlarımız arasındadır.
Çok sık grip oluyorsanız, ya da sinüzit, bronşit gibi bakteriyel enfeksiyonlar geçiriyorsanız,
sarımsak tabletleri kullanın.
Bitkisel tedavi olarak; her gün 1-2 fincan
ginseng çayı içerseniz sizi soğuk algınlığı ve gripten korur.