İnsanların yüsde 50’si yaşamlarının bir döneminde saçlarının dökülmesinden şikayet etmektedirler.
Saç dökülmesinin tıp dilindeki karşılığı
alopesidir. Otuzlu yaşlarda bu şikayet yüzde 30’larda iken 50’li yaşlarda oran yüzde 50’lere yükselmektedir. Saç dökülmesi hem kadın hem de erkeklerde ciddi psiko-sosyal problemleri beraberinde getirir. Doğru tanının konması birçok hastada tedaviyi kolaylaştırmaktadır.
Dermatologlar saç dökülme şikayeti olan hastayı değerlendirirken hastanın beslenme alışkanlıkları, kullanılan ilaçlar, ailesel saç dökülme hikayesi, geçirilmiş hastalıklar, saç bakım alışkanlıkları, kadınlarda hormonal durum hakkında bilgi edinirler. Saçlı derinin ve saçın muayenesi, saçların mikroskopik incelenmesi, çeşitli kan analizleri, bazen de saçlı deri biyopsileri gerçek nedenin belirlenmesi için gereklidir.
Saçın Yaşam Döngüsü Nasıldır?
Her bir saçın kendisine ait bir yaşam döngüsü vardır. Saçın yaşam döngüsü üç evreden oluşmaktadır. Saçın aktif büyüme (anajen faz) fazı 2-6 yıl sürer ve saçların yüzde 90’nı bu dönemdedir. Büyüme dönemini birkaç gün süren geçiş dönemi takip eder. Bunun arkasından 2-3 ay süren dinlenme dönemi (telojen faz) başlar. Saçların yüzde 10’u dinlenme dönemindedir. Dinlenme döneminin sonunda saçlar dökülür ve yeni bir büyüme dönemi başlar.
Aşırı Saç Dökülmesi Nasıl Anlaşılır?
Günlük ortalama 50-100 tel saç dökülür. Bundan daha fazla olan miktarlarda aşırı saç dökülmesinden bahsedilir. Hasta saçını eline her götürdüğünde eline saçlarının gelmesinden, sabahları yastığında saç bulmaktan şikayet eder.
Saç Dökülme Tipleri Ve Saç Dökülmesinin Nedenleri
En sık karşılaşılan saç dökülme tiplerinden biri telojen saç dökülmesi denen, aktif dönemdeki saçların hızlı bir şekilde dinlenme dönemine geçmesi ile oluşan dökülmedir. Kişi saçını tararken, banyo sonrası alıştığından daha fazla saçın dökülmesinden şikayetçidir. Sıklıkla ani olarak başlar. Zaman içinde dökülme şiddeti azalarak 6-8 ay sürebilir. Telojen saç dökülmesinin en sık nedenleri şunlardır:
· Yüksek ateş
· Çocuk doğurmak
· Çeşitli enfeksiyon hastalıkları
· Şiddetli stres
· Büyük ameliyatlar
· Tiroid hastalıkları
· Proteinden yetersiz beslenme
· Çeşitli ilaçlar(kemoterapi ilaçları, beta bloker ve kalsiyum kanal blokerleri gibi tansiyon ilaçları, antidepresanlar, yüksek doz A vitamini gibi)
· Mevsimsel saç dökülmesi
· Demir ve çinko eksikliği
Androjenik saç dökülmesi (erkek tipi saç dökülmesi) diğer sık nedenlerden biridir. Erkeklik hormonlarının neden olduğu bu dökülme tipi hem erkek hem de kadınlarda görülür. Alın saçlı deri çizgisi geriye doğru kayar, saçlar belirgin olarak incelir. Androjenik alopesinin rastlanma sıklığı yaş ile beraber artar. Tüm erkeklerin yüzde 15’inde tam kellik gelişmektedir. 30 yaşın altında bunun olma olasılığı yüzde 1’ dir. Kadınlarda erkek tipi saç dökülmesinin başlama yaşı daha geç olmasına rağmen seyir çok daha hızlıdır. Androjenik alopesinin oluşmasında hormonlara aşırı hassasiyet, genetik faktörler önemli rol oynamaktadır. Stres her iki cinste de mevcut yatkınlığı arttımaktadır. Androjenik saç dökülmesi olan kadınlarda hormonal durum sorgulanmalı ve doktor tarafından gerekli görülürse hormon analizleri mutlaka yapılmalıdır.
Dermatoloji polikliniklerinde sık gördüğümüz bir dökülme şekli de Alopesia areata denilen yuvarlak alanlar halinde saçın bölgesel dökülmesidir. En sık ergenlik döneminde rastlanır. Gerçek nedeni bilinmemektedir. İmmunolojik mekanizmalarla saç büyüme dönemine girememektedir. Stres önemli bir faktör olabilir. Genellikle 18 ay içinde gerileyebilmekle beraber uzun yıllar sürebilme olasılığı da vardır. Alopecia areata bazen başka immunolojik hastalıklarla beraber olabilir(diabet,tiroid hastalıkları,vitiligo gibi). Tedaviye dirençli alaopesia areata ciddi psiko-sosyal problem yaratmaktadır.
Saçın diğer dökülme nedenleri arasında uygun olmayan saç kozmetiklerinin kullanılması, saçlı derinin mantar hastalıkları, saçlı deri ekzemaları, radyasyon tedavisi, frengi, saçların başın üzerinde gergin şekide topuz yapılması sayılabilir. Ayrıca psikiyatrik kişilik bozukluklarında görülen kişinin kendi saçlarına zarar vermesiyle karakterize trikotilomani
denilen bir saç dökülme tipi daha vardır.
Gebelik Sonrasında Neden Saçlar Dökülür?
Saç dökülmesi gebelikte görülmez. Sıklıkla doğumu takiben ortaya çıkar. Gebelik döneminde hormonal etkilerle büyüme dönemindeki saçlar artar. Doğumu takiben saçlar dinlenme dönemine geçer. 4-20 hafta içinde dökülürler. Ortalama 15 ay içinde saçların dökülmesi durur ve eski haline dönerler. Gebelik sonrasında demir eksikliğine bağlı kansızlık sıktır. Bu da saç dökülme sürecini uzatabilir. Hastaları kansızlık açısından değerlendirmek mutlaka gereklidir.
Mevsimsel Ve Strese Bağlı Saç Dökülmesi
Poliklinik hastalarında en sık gördüğümüz saç dökülme nedenlerinin arasında bunlar gelmektedir. Her ikisinde de etken ortadan kalkınca saçlar normale döner. Saç dökülmesinin olduğu dönemlerde biotin desteği iyileşmeyi çabuklaştırmaktadır.
Hiç Tedavi Edilemeyen Saç Dökülmeleri Var Mı?
Saçın tekrar geri çıkma olasılığının olmadığı, saç köklerinin tamamen hasar gördüğü saç kaybı nedenleri de vardır. Ciddi dermatolojik bazı hastalıklar, sistemik bazı hastalıklar,
deri kanserleri, kimyasal-termal yanıklar geri dönüşümsüz saç kayıplarına neden olmaktadır.
Saç Dökülmesinin Tedavi Yolları
Neden ne olursa olsun, kısa ya da uzun süreli saç dökülmeleri insanları mutsuz etmektedir.
Günümüzde kullanılan çeşitli tedavi seçenekleri hem hastanın hem de hekimin yüzünü güldürmektedir.
Erkek tipi saç dökülmesinin tedavisinde kullanılan yeni ilaçlar vardır. Bunlardan bazıları lokal uygulanırken bazıları da ilaç olarak ağızdan alınmaktadır. Bu ilaçlar 6 ay-1 yıl kullanıldığında saç dökülmesini durdurabilmekte ve saç çıkışını arttırabilmektedir.
Bunların dışında biotin, çinko, sistein, E vitamini, bitkisel kombinasyonlar(bal kabağı ekstresi, radix, yeşil çay), su bazlı organik biyolojik silikon gibi saç hücrelerini uyarıcı destek ürünler oldukça sık kullanılmaktadır.
Dışarıdan uygulanan çok sayıda kozmetik ve bakım ürünleri mevcuttur. Dışarıdan uygulanan bu ürünler genellikle saçın kalitesini, parlaklığını arttırırlar ancak yeni saç çıkışında etkili değillerdir. Şampuan seçiminde sodyum laurly sülfate gibi tahriş edici ürünler içermeyen şampuanlar tercih edilmelidir.
Lokal ya da sistemik tedavilerin yetersiz kaldığı şartlarda saç nakli gibi cerrahi işlemler günümüzde son teknoloji ile başarılı bir şekilde yapılmaktadır.