Hemoroid, toplumda en yaygın görülen makat bölgesi hastalığıdır. Diğer adıyla basur kadın ve erkekte yaklaşık benzer oranlarda görülür. Her yaşta görülebilir ancak ilerleyen yaşla birlikte görülme sıklığı artar: 50 yaşın üstünde her iki kişiden birisinin hemoroid şikayetleri vardır.
Barsakların en son kısmında, yani makatımızda, dışkıyı tutmak için sürekli kasılı halde duran bir sfinter (büzük) mekanizması vardır. İstirahat halinde dahi kasılı duran bu adale sistemini, dışkılamak niyeti ile tuvalete oturduğumuzda, biz kendi irademizle gevşetip barsakların son kısmının açılmasını ve boşalmasını sağlarız.
Bu mekanizmanın iç tarafında, daha ince bir kaçırmazlık görevi gören toplardamar ağı vardır. Muslukların eskiden içine takılan yuvarlak keçe veya lastik manşon gibi düşünebiliriz bu damar yumağını. Dışarıdan adalenin de sıkmasıyla, sıvı dışkı ve gazı dahi kaçırmayan tam bir kapak sistemi ortaya çıkar.
Dışkı kaçırmamaya yarayan bu sistem zaman içinde bazı sorunlara yol açabiliyor. Yer çekimi nedeni ile vücudun en alt noktası olan burada ortaya çıkan kan basıncı artışı, damar duvar yapısındaki bozulmayla beraber, kanın bu bölgede göllenmesine ve hemoroidlerin de şişmesine neden olur.
Hemoroid yakınmaları hastalığın durum ve evresine göre farklılıklar gösterir. Hastalar çoklukla, dışkılama sırasında veya hemen sonrasında birkaç damla kanama, makat bölgesinde ağrı, kaşıntı veya aynı bölgede ele gelen şişlik nedeni ile bize başvurur.
Hemoroid hastalığı 4 evredir.
Evre I: dıştan her hangi bir şey gözükmez. Bazen dışkılama sonrası kağıda bulaşma veya tuvalete damlama şeklinde kanama görülür. Makat içinde kalan damarlar şiştiği için, bir dolgunluk hissi vardır. Dışkılama sonrası hasta, barsaklarının tam olarak boşalmadığını ifade eder. Ağrı olabilir ancak ön planda değildir. Dikkat çeken yakınma ufak tefek kanamalardır. Bu evre için iç hemoroid tanımı da kullanılır.
Hastalık tablosu her zaman değil ama sıklıkla böyle başlar. Kanamalar dönem dönem ard arda olurken, kimi zaman da uzun süre hastanın yakınmaları kaybolur.
Evre II: Birinci evrede görülen yakınmalara ilave olarak, dışkılama sonrası makatta ele gelen şişlikler vardır. Bu şişlikler, dışkılama esnasında ortaya çıkar ve dışkılama işlemini bittikten sonra kısa süre içinde kendiliğinden kaybolur. İkinci evrede de hastalar dönem dönem rahatsızlıklarının arttığını, dönem dönem de kaybolduğunu fark ederler.
Evre III: Birinci evredeki yakınmalara ilave olarak, dışkılama sonrası makattan çıkan şişlikler artık kendiliğinden kaybolmaz, ancak, elle içeri itilmesi halinde kaybolur. Halk arasında “meme” tabir edilen bu şişliklerin dışarıda olduğu süre içinde kendisine rahatsızlık verdiğini fark eden hastalar, dışkılama sonrası bu şişlikleri elle içeri itmeyi tercih ederler. Bu dönemde hastalar artık rahatsızlıklarından tamamen kurtulmanın yollarını araştırmaya başlar. Bu dönemde ameliyat gerekliliği ortaya çıkmıştır.
Evre IV: Birinci evredeki yakınmalara ilave olarak makattaki şişlikler sürekli dışarıdadır ve elle itmekle de içeri girmeyecek kadar büyüktür. Bu memeler hastaya ciddi bir sıkıntı verir. Bu evrede iç çamaşırlarında kirlenme ile, makat bölgesinde kaşınma hissi de hastaları rahatsız etmeye başlamıştır. Hastalar yakınmalarından bir an önce kurtulmak isterler. Ağır egzersiz ve hatta uzun süre ayakta kalma veya kısa mesafe koşma gibi basit egzersizlerde bile hasta çok rahatsızlık duyar .
Hemoroid hastalığının iki önemli özelliği vardır: Hastalık her zaman birinci evreden başlayıp ilerlemek durumunda değildir. Kimi hastada 2. veya 3 evreden başlayabilir, kimi hastada birinci evreden başlayıp, yıllarca aynı durumda kalabilir. Bazı hastalarda ise, bu evreler düzensiz olarak birbirini takip eder. İkinci özelliği ise, I, II ve III evrelerde hastalık ilaçlarla gerileyebilir ancak tamamen ortadan kalkmaz.
Hemoroid Tedavisi:
Hemoroid tedavisi de evresine göre farklılıklar gösterir. Evre I hastalarda, beslenme düzeni sağlanması, bol su içilmesi, lifli gıdalar tüketilmesi ve kabız olunmaması gerekir. Bu önlemleri yetersiz kaldığı durumlarda, bölgedeki kapiller basıncı düşüren ilaçlar kullanılabilir.
Evre II hemoroid hastalarında, yukardaki önlem, öneri ve tedaviye ek olarak, dışkılama sonrası o bölgeye sürülen pomadlar kullanılabilir. Tuvalet sonrası ortaya çıkan şişliğin daha çabuk kaybolmasını sağlarken, bir daha ortaya çıkmaması yönünde de orta vadede etkisi olur.
Evre III hemoroidlerde, yine benzer tedavi uygulanır. Eğer hasta kendisi başarabiliyorsa, dışkılama sonrası hemoroid memelerini elle içeri yollaması önerilir. Bu durumun çok sık olması haliyle, bir zorluk oluşturabileceğinden, evre III hastaların bir kısmı ameliyattan çok fayda görür.
Evre IV: Bu hastalar doktora zaten ameliyat olmak maksadıyla başvurur. Sürekli dışarıda olan hemoroid memeleri hem hastanın yaşam konforunu bozar, hem de sürekli iç çamaşırda bulaşma ve kirlenme yapar. Bu evredeki hastaların tek çözümü cerrahidir.
Evre II ve III hastalarda, muayenehane ve polikliniklerde kolayca uygulanan bazı yöntemlerde kullanılabilir: Band Ligasyon, Infra Red Koagülasyon gibi. Infra red koagülasyona halk arasında lazer de denilir ama mekanizma lazer sisteminden farklı ve daha basittir. Bu tür tedaviler çok az hastada çözüm olmakla beraber, çoklukla nüks eder ve hastanın yakınmaları yeniden başlar.