Topuk dikeni ve topuk ağrısı
Topuk ağrısı Türk toplumunda yaklaşık 3 kadından birisinde ve erkeklerinde %10 unda gürülen bir rahatsızlıktır. Topuk ağrısı probleminde genellikle halk arasında
‘topuk dikeni’ olarak adlandırılmaktadır. Topuk ağrısında klasik olarak hasta sabah yataktan kalktığında ve uzun bir süre oturduğunda ilk atılan 3-4 adımda ortaya çıkan batıcı ayağın altında hissedilen bir huzursuzluktur. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde bu ağrı giderek gün içinde yürüme ile de ortaya çıkar.
Kasları kemiklere bağlayan bağlara
tendon denir. Topuk ağrısının oluşmasında ayağın altında bulunan ve ayağın yük taşımasına yardımcı olan plantar fasia isimli tendonun kısalması etkendir. Düz tabanlığı olan kişilerde, yüksek kavis sorunu olan kişilerde, bazı romatizmal hastalıklarda, obezite de, yanlış ayakkabı ile spor yapanlarda, yalın ayak uzun süreli yürüyüş veya dans edenlerde, yüksek topuklu ayakkabı giyimi gibi birçok durumda topuk ağrısı gelişebilir.
Topuk Dikeni Tedavisinde..
Tedavinin ana prensibi kişide bu probleme yol açan sorunun giderilmesi ve kısalmış olan adalenin uzatılmasıdır. Çekilen röntgenlerde topuk kemiğinde kısalmış tendonun yarattığı deformasyona bağlı izlene dikensi çıkıntı nedeniyle topuk dikeni olarak adlandırma yapılmıştır.
Ancak tedavide bu çıkıntının hiçbir önemi yoktur. Kısalmış olan tendon uzatıldığında ağrı röntgenlerdeki çıkıntı devam etmesine rağmen iyileşecektir. Hastalarda öncelikle ayağın yük taşıma kapasitesinin düzeltilmesi için kişiye özel tabanlıklar önerilir. Bununla beraber hastalarda başlanan egzersizler ile ayak altında ki tendonun uzatılması sağlanmaya çalışılır. Bu tedavi yöntemi ile hastaların %80 inde sorun çözümlenmiş olacaktır. Dirençli durumlarda hastalarda kullanılan gece ateşli ağrının giderilmesinde önemi büyüktür.
Ayrıca bu hastalarda evde egzersizlerinin yanında fizik tedavi programlarına başlanarak kısalmış olan tendonun uzatılması için ek programlar uygulanır. Ağrının devam ettiği hastalarda dışarıdan ses dalgası uygulamaları, enjeksiyonlar devreye girer. En son olarak çok dirençli vakalarda cerrahi olarak bu problem düzeltilebilmektedir.