Hamilelikte vücutta birçok değişim meydana gelmektedir. Artan enerji ihtiyacına paralel olarak gıda alım miktarı da artmaktadır. Diş çürükleri, halk arasında çok yaygın olarak bilinenin aksine hamilelikte artmamaktadır. Hamilelikte çürük eğiliminin artması ,enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla alınan karbonhidrat miktarındaki artış ile ilgili olabilir.
Hamilelik döneminde plasentanın yüksek oranda östrojen ve progesteron üretmesi nedeniyle hormonal değişimler meydana gelmektedir. Bu değişimler de ağız içi dokularını etkilemektedir. Buna bağlı olarak
hamilelikte dişeti iltihabı ve hamilelik tümörleri (dişetlerinde meydana gelen büyümeler) gelişir.
Hamilelikte görülen
dişeti iltihabı oldukça yaygın bir durum olup hamile kadınlarda %30 ile %100 oranında görülmektedir. Dişetlerinde kırmızılık, şişlik, büyüme ve kanama ile karakterizedir. Diğer dişeti iltihaplarına histolojik olarak benzer olmalarına rağmen nedenleri farklıdır. Hamilelik öncesi dişeti sağlığı hastalığın şiddetini ve ilerlemesini etkileyebilir. Ağız içindeki ön bölgeler ve diş ara yüzeyleri daha sıklıkla etkilenir.
Hamilelik tümörleri ise hamileliklerin %0.2 ile %9.6 ‘nda görülür. Klinik ve histolojik olarak diğer dişeti büyümelerinden ayırt edilemezler. Sıklıkla 4. aydan itibaren görülür. Klinik olarak çok kolay kanarlar ve büyürler. Renkleri pembemsi kırmızıdan koyu kırmızı renge değişiklik gösterebilir. Genellikle dişeti iltihabı olan bölgede olur ve kötü ağız hijyeni veya diştaşına bağlı olarak gelişir. Hamilelik tümörleri doğumdan 1-2 ay sonra kendiliğinden geçerler. Eğer gerileme olmazsa cerrahi olarak çıkarılması gerekir.
Kusmaların Diş Sağlığına Etkisi
Her hamilelikte bir dişin kaybedildiği düşüncesi halk arasında yaygın olmakla beraber, aslında tamamen ağız bakım eksikliği ile ilgili olup bilimsel bir dayanağı yoktur.Bulantı ve kusma hamileliklerin %70 ‘inde görülmektedir. Genelde 4-8. haftalarda başlar ve 14-16. haftalara kadar devam edebilir.Uzun süreli kusmalar sağlığı olumsuz yönde etkileyebildiği gibi annenin dişlerindeki mine tabakasında aşınmalara da neden olabilir. Hamilelikte annenin iskeletsel kalsiyum miktarında herhangi bir azalma olmaz. Fetüs’ün iskelet yapısının oluşumu için annenin dişlerindeki kalsiyumu çektiği düşüncesi ise gerçek dışıdır. Hamilelik döneminde alınan A ve D vitaminleri çocuğun diş minesinin formasyonunu direkt etkilemektedir.
Hamilelik esnasında, iyi bir ağız hijyeni dışında birinci ve ikinci üç ayın yarısından sonra acil olmayan tedavilerden kaçınılmalıdır. İlk üç ayda fetus çevresel etkilere çok duyarlıdır. Son üç ayın son yarısında ise uterus dış uyaranlara karşı hassas olduğundan erken doğum riski söz konusudur. 2. üç ay, rutin diş tedavileri için en uygun zamandır. Bu periyottaki tedavilerin amacı da hamileliğin ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkacak potansiyel bir problemi gidermek olmalıdır.
Dental radyografilerin dozları çok düşük olmasına rağmen ideal olan özellikle ilk üç ayda herhangi bir şekilde radyasyona maruz kalmamaktır. Ancak radyografi çok gerektiğinde hastaya kurşun yelek giydirilerek çekilebilir.